13 Kasım 2017
Yaşanan sürecin sorumlusu ABD mi? Recep Tayyip Erdoğan mı?
Son zamanlarda ABD’nin Türkiye’ye bakışının ve Türkiye’ye karşı tavrının değişimini iç politik muhalif bakışla okuyabileceğimiz gibi, Türkiye eksenlide okuyabiliriz.
Yaşanan sürecin sorumlusu ABD mi? Recep Tayyip Erdoğan mı?


Son zamanlarda ABD’nin Türkiye’ye bakışının ve Türkiye’ye karşı tavrının değişimini iç politik muhalif bakışla okuyabileceğimiz gibi, Türkiye eksenlide okuyabiliriz.

 

Ne oldu da ABD daimi müttefiki Türkiye’ye ile karşı karşıya geldi. Ya da Türkiye gücüden faydalanmaya çalıştığı ABD ile neden ters düştü?

 

Jeopolitik tanımlamayla, Atlantik’e daha yakın olan Türkiye yüzünü neden Avrasya’ya döndü. Yada dönmek zorunda kaldı.

 

11 Eylül 2001 yılında İkiz Kulelere yapılan saldırı bahanesi bölgesel işgalin nedeni oldu.  Daha sıkduymaya başladığımız, ‘YENİ DÜNYA DÜZENİ’  kavramı ABD’li aydınlar tarafından ‘Medeniyetler Çatışması’ ‘Tarihin Sonu’ algısal empozesiyle dayattığı projenin bölmeye parçalanmaya odaklı olduğu sonradan anlaşıldı. Bölgesel işgaller nihayetinde Türkiye dahil bölgede güçlenen ülkelerin önüne çıkarılan setler olduğu gibi Türkiye ve İran dahil bir çok ülkenin güvenlik ve bütünlük riskinide beraberinde getirdi. 

 

‘YENİ DÜNYA DÜZENİ’ yıllarca gizlenmiş art niyetin Türkiye ve İran dahil toplam 22 ülkenin sınırlarının yeniden çizileceği operasyonların performansı oldu. Tek kutuplu dünya hedefleyen düzen ile Afganistan hegamonik işgale maruz kaldı. Irak’ın şu anki hali ortadadır. Arap Baharı Ortadoğu’nun cehennemi oldu. Libya ve Suriye’nin geldiği nokta, Mısır’daki anti demokratik darbeye destek ve parçalanmak istenen bir Türkiye projesi gerçekliğini göz ardı edemeyiz.  

 

Hükümet taraftarı ya da hükümet karşıtı olan olan herkes ABD’nin FETÖ’nün sahiplendiğini görüyor ve bu gerçekliği kabul ediyor.  Yani ABD Türkiye’nin FETÖ ile yaşadığı krizde FETÖ’den yana tavır aldı. Hatta 15 Temmuz Hain darbe girişimini birlikte yaptılar diyebiliriz.

 

Türkiye’nin bütün itirazlarına rağmen, Suriye’de ABD’nin PYD’ye açıktan desteğini ve Suriye’yi parçalama hamlelerini Türkiye’nin kabul etmesi mümkün olabilir mi?  Suriye krizinin başından beri ABD Türkiye’nin kaybına neden olacak hamlelerde bulunduğu gerçeği de biliniyor.

 

Gün gibi diğer bir gerçek ‘Yeniden dizayn edilmek istenen Ortadoğu ile birlikte parçalanmak istenen Türkiye ve İran gerçeği de var.  Suriye üzerinden yürütülen jeopolitik hamlelerin sonraki durağı tabi ki  Rusya olacak.

 

Toparlarsak, Baba Bush’la startı verilen ‘Yeni Dünya Düzeni’ projesi ABD’nin dünyayı hegamonyası altına almak istediği ‘Tek Kutuplu Diktatörlük ’tür.Dünyanın hakimi olmak isteyen ABD’nin bırakın devletleri hükümetleri ve yönetimleri  bile kontrol altına almak istediğini kabul ediyorsak, Türkiye’nin ABD’ye haklı baş kaldırısını oldukça onurlu bir tavır olarak değerlendirmek zorundayız.

 

ABD bu güne kadar kendi çıkarları dışında yaptıkları ortadayken, kendisini milliyetçi solcu olarak nitelendirenlerin şu anki yorumları realiteyle uyuşmadığı gibi komikte duruyor.

 

Şimdi siz Recep Tayyip Erdoğan olsaydınız çok güçlü olan ABD'ye  teslim mi olurdunuz?

Yoksa onurlu bir tavırla dünyanın en güçlü devleti ABD'ye karşı diklenmeden dik mi  dururdunuz?

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi