01 Şubat 2018
VAN'IN ABİSİ VAR MI? YOK MU?
Kentin yeni tartışma konularından biride 'VANI'N ABİSİ YOK' tartışmalarıdır

Bu konuda farklı düşünenlerdenim. Van'da abiliğe soyunanların bir kısmında iyilik ve hizmet anlamında bir yetenek yoksa, Van'ın abisi olmadığı anlamına gelmiyor. Van'da abi yok demek, Van'ın abiliğini 'Van'ın Abiliğine' soyunanlara parsellemektir. 

 

Van'a hizmet için mücadele eden değerlerimiz varken 'Van'ın Abisi' yok demek haksızlıktır. Abiliğe soyununların başarısızlığından ötürü Van'ın önemli değerlerine haksızlık yapma hakkımız yoktur. 

 

Van'ın abisi yok demek hak-sız-lık-tır. Van'ın abiside, ablasıda var. 

Van için, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi'nin iyi bir abi; Cumhurbaşkanı danışmanı Gülşen Orhan'ın'da iyi bir abla olduğunu düşünüyorum. 

Abi hizmet eri gibi, abla gönül eri gibi çalışıyor. 

 

 

 BİR VANLI DİĞER BİR VANLININ KURDU MUDUR?

 

Siyaset Felsefecisi Thomas Hobbes'in işaret ettiği 'İnsan insanın kurdudur' hastalıklı anlayışı 'Kadim Kentin' başına bela olduğu günden beri kontrollü ve istikrarlı  fitne, fesat  başımızdan eksik olmadı. 

 

Van'da 'İnsan insanın kurdudur' hastalıklı anlayışını benimseyenler,  alanda ve algıdaki öndeliğini sürekli kılmak için kendinden güçlüleri, günün birinde rakip olabilme ihtimali olanları, kendisine biat etmeyenleri konjonktürün kötü kabul ettiği sıfatlarla iftira atarak alanda ve algıda infaz etme yöntemini tercih ettiler.

 

İnsanı, insanın kurdu olarak algılayan hastalıklı psikoloji kendi öndeliğini korumak için toplumun kabul ettiği, saygın duyduğu insanlara yönelik kara propaganda ve iftira,  iyi niyetli insanların ülke ve kent sevdasından ötürü yetkilendirilen haysiyetsizlere yönelik şikayetleri  'Vanlılar Yalancı' 'Vanlılar Güvenilmez' 'Vanlılardan dost olmaz' algısının oluşmasının en büyük nedenlerindendir. 

 

Kendilerine soru yönelttiğim Vanlılar ve Vanlılaşanlar son 6-8 yılda Van'da fitnenin tavan yaptığını, aynı düşünce iklimi etrafında kümelenen insanların bile birbirlerine kin ve öfkeyle baktığını, şu anki fitne ortamına daha önce şahit olmadıklarını ifade ediyorlar.

 

Kapitalist ahlak ve modern hastalık her ne kadar sosyo-kültürel değişimi zorlasa da, yiğitlik, mertlik, dürüstlük, misafirperverlik hiç bu kadar ele ayağa düşmemişti. Haysiyetsizler eliyle toplumu terbiye yöntemi bu kadar zemin bulmamıştı. Menfi sosyo-politik pratiklerin önemli kısmı toplumsal normların engeline takılmıştı. 

 

Her şeye rağmen Van'da şu anki fitne ve fesat ortamının art niyetten kaynaklandığını, fitne ekicilerin bertarafıyla aynı değerler etrafında kümelenen insanlar arasında ki kardeşlik ikliminin yeniden oluşacağı umudu hala korunuyor.

 

Tarihsel örnekler 'İnsanı, insanın dostu olarak algılayan önder ve liderler toplumu birleştirirken; insanı, insanın kurdu olarak benimseyenler ise toplumu ayrıştırmışlardır.  Van'ı 'İnsanı insanın dostudur' inancıyla donanmışlar yeniden rayına oturtacaktır. Vali Murat Zorluoğlu'nun samimi tavrı ve gönül bağıyla yürüttüğü halkla ilişkileri bu konuda iyi bir örneklemdir. 

 

Mafya babalarından birinin Tayyip Erdoğan'dan önce başımıza bela yağıyordu sözleri hala kulaklarımda çınlıyor. Mafya Babasının o açıklaması 'Fitne, fesad ve belanın kişi ve yöntemden kaynalandığını da işaret ediyordu.

 

Bu konudaki şikaytler, serzenişler hiçte küçünmeyecek kadar yüksektir. Ülkenin karşı karşıya kaldığı şu anki saldırılar  ve kentin daha çok gelişimi için dayanışmanını zaruri olduğunu, kentteki bu ayrışmanın ülkeye ve kentte zarar verdiğini ifade edenler, bu tarz pratiklerin bir an önce durdurulması gerektiğini söylüyorlar

 

 

VAN'DA GÖREV YAPAN BAZI BÜROKRAT KARDEŞLERİMİZE DOSTANE UYARI

 

Vanlıların önemli kesimi, Van’da görev yapan bürokratların genelinden memnun olmakla birlikte, bir kaç uyarınının gerekliliğini düşünüyorlar. 

 

Uyarılar arasında;

--Vatan sahipleri, vatan hainleri psikolojisi bir an önce terk edilmelidir. Bu psikoloji, yöneten-yönetilen ilişkilerine, devlet ve halk arasında sevgi üzere kurulan bağa  zarar verirken, art niyetli projelerin yaygınlaşma fırsatını sağlar. 

 

--Yıllardır Kürt Milliyetçiliğine karşı mücadele eden Kürtlere Türk milliyetçiliği dayatılmamalıdır.  Bu yöndeki psikolojik baskı ve pratikler ters psikolojiye neden olacağı gibi milliyetçi ayrışmaya da ivme kazandırır.

 

--Güvenilir-güvenilmez aşiretler ve aileler algısına neden olabilecek pratiklere dikkat edilmelidir. 

 

--Kurum çalışanlarıyla gönül bağıyla kurulacak diyalogun birlik ve beraberliğe sunacağı katkı göz ardı edilmemelidir. Gönül bağıyla kurulacak diyalog gönül elçiliğine kapı aralayacaktır.

 

--Uzun zamandan beri karşı karşıya kaldığı her türlü baskıya direnen Vanlıların kahramandan ziyade, hizmet erlerine ihtiyacı olduğu bilinmelidir.

 

 

VANLI KÜRTLER HEM KAHRAMANDIR HEMDE YİĞİTTİR

Yaşlı bir amca;

Hain FETÖ’nün 15 Temmuz hain darbe girişimini engellemek için gelinim, kızım, damadım, torunlarım, oğlullarımla beraber sokaktaydık. Allah bu devlete zeval vermesin. Devletin bize ihtiyacı olduğu an canımızla ve malımızla devletimizin yanındayız. Vanlılar hem yiğittir hemde kahramandır. 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi