04 Eylül 2019
Annenin 'Şerefsiz' tepkisi birikmiş öfkenin işaret fişeğidir
Bir annenin 'Şerefsiz, senin oğlun hangi özel okulda okuyor, karın hangi plaj dadır' tepkisi, bana yıllar önceki 'Yüreği yanık anneler evlatlarının hesabını mutlaka soracaklardır' iddiamı hatırlattı.
Yıllar önce 'Bu Kürtler o Kürtlerden hesap soracaktır' iddiamın tahminimden daha kısa sürede hesaplaşmaya evrilmesinin en önemli iki nedeninin, örgütün alan ve algı hakimiyetini  kaybetmesi, HDP'nin önceki tüm iddia ve söylemlerin rağmen CHP ve İyi Parti ile ittifakından kaynaklandığını söyleyebiliriz. 
 
Diyarbakır'da başta anneler olmak üzere ailelerin evlatlarının dağa (PKK'ya) götürülme ihtimaline-riskine karşı yüksek sesli tepkilerini, yıllar önce 'Yüreği yanık anneler, futursuzca ölüme gönderilen evlatlarının hesabını soracaklardır'  iddiamın gerçekleşmeye başladığının ilk sancıları olarak görüyorum. 
 
Evlatları dağa (PKK'ya) götürülmeden kurtarılma ihtimali-imkanı olan anne ve ailelerin özellikle siyasaya (HDP'ye) gösterdikleri tepkilerle, evlatlarını kaybetmiş anne ve ailelerin gösterecekleri tepkilerin boyutu ve dozu farklı olacaktır.
 
Gençlerin dağa (PKK'ya) katılımında en aktif yapı siyasi oluşumlardı. Düzenlenen organizasyon ve faaliyetler, belediyelerin denetimindeki kadın ve gençlik merkezleri gençlerin bile bile ölüme gönderildiği algısal manipülasyon merkezleriydi. Siyasilerin evlatları ve eşleri daha rahat yaşarken, toplumun diğer katmanları siyasilerin söylev ve yönlendirmeleriyle bu çerçevenin dışına hatta ölüme yönlendirildiler.  Bu ve diğer nedenlerden ötürü siyasal prestijden daha fazla nemalananlardan daha fazla hesap sorulacağı iddiası çokta yanlış değildir. Bu sonuç kaçınılmazdır. 
 
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra PKK'nin bölgede alan ve algı hakimiyetini kaybetmesiyle birlikte 'Ölüm Korkusu' 'Örgütsel Baskı' 'Tehdit ve Şantaj' yaygınlığının güç kaybettiğinden korku zincirleri kırılmaya başlanmıştır.   
 
PKK'nın alan ve algı hakimiyetini kaybetmesi ailelerin cesaretini artırırken, HDP'nin bu güne kadar ki iddia ve söylemlerinin tam tersi bir pratikle CHP ve İyi Parti ile ittifakı ailelerin güven kaybınin ve öfkelerinin en önemli nedeni oldu.  Gençlerin çoğu bu siyasal yaklaşımların güya Kürtleri ötekileştirdiği iddiasıyla ölüme yönlendirmeleri, daha sonra hiç bir şey olmamış gibi ittifak yönelmeleri yaşı büyüklerde kandırılma hissi uyandırmıştı. 'Mademki bu ittifaklar kurulacaktıysa bu çocuklar ve çocuklarımız neden ölüme gönderildi' soruları yüksek volümlerle sorulmaya başlandı. 
 
Diyarbakır HDP il binası önünde yaşananlar 'Kürtlerin' evlatlarının hesabını daha yüksek sesle sormaya başlayacağınında göstergesidir.
 
Diyarbakır HDP il binası önünde eylem yaparak kaybolan oğlununun PKK'ya götürülmesine engel olmak isteyen anneye tepki gösteren kişiye:
'Senin oğlun hangi hangi özel okulda okuyor.Senin karın hangi plajdadır, söylesene 'Şerefsiz' tekpisi anne vicdanından öte birikmiş öfkenin dışa vurumu olarak da görülmelidir. 
 
Kendi evlatları modern hayatın tüm imkanlarından faydalanırken, başkalarının evlatlarına bunu çok görenlerin, sokak eylemlerinde bile kendi çocuklarını fellik fellik saklarken, başkalarının çocuklarını sokaklara salıp tutuklanmalarına neden olanların,  kendi çocuklarını en iyi üniversitelerde okutmaya çalışırken, üniversite okuyan çocukları dağa gönderip ölümlerine neden olanların hesapsız kalabilme ihtimalini bile düşünmemiştim. Düşünmüyorum da...
 
'Yüreği yanık anneler, futursuzca ölüme gönderilen evlatlarının hesabını soracaklardır'  diye yazmıştım. Sanki 'Gün, o güne evriliyor.'
Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi