Beyaz
Güvercinlerin uçuşuyla özdeşleşen bir hareketin kelimelere dökülmüş
hali. Bembeyaz
sayfaların gözümüzün önünde uçuşması gibi. Annelerin
göz yaşlarının akmadığı, kardeşlerin bir arada mutlu yaşama sevdasıdır.
Barış
istiyoruz. Barış istiyorsunuz.Barış istiyorlar. Kimimiz
konuşuyor, kimimiz yürüyor, kimimiz akademik anlamda beyin patlatıyor.
Barış
istiyoruz da, barışın şartları üzerinde bir türlü anlaşamıyoruz.
Barış
istiyoruz. Barışalım
diyoruz da küslükten bir türlü kurtulamıyoruz. Barış
diyoruz, küs kalmak için hep yüksek sesle konuşuyoruz.
İstediğimiz
sonuca; Akademik kavramlarla tespitler yaparak, konuşarak yada yürüyerek
ulaşamıyoruz. Yürüyüşlerimizin
ve konuşmalarımızın eyleme dönüşmesi gerekirken, biz eylemlerimizde hep
savaş çığlıkları atıyoruz.
Yüreğimiz
barış gibi kokmalı. Biz
konuşmasak bile o kendisini anlatmalı. Lisanı
hal ile haykırmalıyız. Biz
barış istiyoruz.
Kardeş
kanına son verelim demeden önce. içimizdeki kardeş kavgasını bitirelim.
Ellerimiz,
gözlerimiz, kalbimiz, sözcüklerimiz barışa yakışır bir sevdaya bürünmeli.
Bir
zahidin zikre düştüğü an gibi olmalıyız. Hint
Fakirinin denizde yürümesi gibi. Hallacın
işte o benim dedirtecek kadar kendinden geçiren bir sevda olmalı.
Barışın
yollarını karış karış aşkla işlemeliyiz. Barışa
aşık olmalıyız.
Barışı
konuşmadan önce, barışı yaşamalıyız. Barışı
yüreğimizde yaşatmalıyız. Barış
istediğimiz söylüyoruz, hakaretlerimize devam ediyoruz. Barış
istediğimizi söylüyoruz, bir kısım insanı gömemezlikten gelmeye devam
ediyoruz. Barış
diyoruz, savaşa hazırlanır gibi insanları kırıyoruz.
Eğer
gerçekten barış istiyorsak, karşımıza çıkan insanların barış adına
söyleyebilecekleri bütün sözcüklerini ellerinden
almalıyız. Barışın
konuşulmasını ortadan kaldıracak bir sevdayı biz yaşatmalıyız.
Biz
barış olmalıyız. Barışı
temsil eden beyaz güvercinler kadar durgun ve dik
durmalıyız. Sözcüklerimizle
barışa gidecek yolu tıkayan, tıkaç olmamalıyız. Tıkaç
kimden gelirse onu içimizden atarak yanlızlığa mahkum etmeliyiz.
Barışı
kendi konuştuğumuz gibi değil, yüreği yanan bir annenin gözyaşlarındaki acıyı
hissederek konuşmalıyız. Barışı,
çılgın sular gibi akan gençlerimizle değil, hayatımızın çınarı olan
babalarımızın yanık yüreğiyle dile getirmeliyiz. Barış
istiyorum diyen insanların, barışın yaşanması için konuşmalarına dikkat etmeli.
Barış
için yürüyebiliriz. Barış için yürüyebilirsiniz. Barış
için yürümek barışı getirmeye yetmez. Barışı
konuşurken, barışa gider gibi konuşmalıyız. Savaşa gider gibi değil.
Barışı
tartışırken, barışa götürecek lisanla konuşmalıyız. Savaşa götürecek bir dille
değil.
Barış
isteniyorsa, barışa gidecek yola mayınlar döşenmemeli. Barış
isteniyorsa, barışa engel olan insanlar görmezden gelinmeli.
Barış
isteniyorsa, barışa katkısı olmayan gençler sokaklara dökülmemeli.
Evladının
özlemiyle her gün kan ağlayan annelerimizin gözlerindeki acıyı yüreğinde
hisseden baba merhametiyle barış demeliyiz. "YERYÜZÜNDE YAŞAYAN BÜTÜN ANNELERİN GÖZYAŞLARININ RENGİNİN AYNI OLDUĞUNU UNUTMAYALIM." Anneler
ağlamasın artık.
Baba
duy sesimi: "BEN BARIŞ İSTİYORUM."
|