'HDP-Altılı Masa arasında İttifak olur mu? Olmaz mı?' tartışmaları gerçeklerden kopuk yürüyor. HDP/CHP ittifakı 2015'te, HDP/İYİ Parti/CHP ittifakı 2018 başladı, 2019 yerel seçiminde devam etti. PKK/HDP ve FETÖ ittifakının en belirgini 2015 seçimleri idi. Günümüze kadarda devam etmektedir.
7 Haziran 2015 seçiminde, Kılıçdaroğlu o dönemde "her evden bir oy CHP'ye bir oy HDP'ye" pratiğiyle bu ittifakı ilan etmişti. TBMM'de konuşan HDP'li Fatma Kurtulan'ın "İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ye içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz" sitemi aynı zamanda 2018 yılında yapılan gizli ittifakın ifşasıydı.
2019'da yapılan yerel seçimde özellikle büyükşehirlerde PKK ve FETÖ'nün açıktan desteklediği, HDP/CHP/İyi Parti ittifakı bilinen bir gerçektir. PKK'dan ve FETÖ'den yapılan açıklamalar internet ortamında hala dolaşıyor.
Yazımı devam eden kitabımdan alıntılayacak olursam;
İYİ Kurucu Üyesi Özcan Yeniçeri, “HDP ile iş birliğinin ve onunla birlikte siyasetten bir sonuç almaya çalışmanın çaresizlikten ve ödleklikten başka bir anlamı yoktur" derken; İP Kurucu Üyesi Hayrettin Barut, Akşener'i daha ağır sözlerle eleştiriyordu. Birçok İYİ Partili, HDP ile ilişkiyi sert sözlerle yeriyordu.
CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun CIA ajanı (WikiLeaks belgelerinde bilgiler var) olduğunu söyleyen CHP İzmir Milletvekil Birgül Ayman Güler, Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin FETÖ ile ittifak yaptığını itiraf ettti. Kılıçdaroğlu'nun danışmanı FETÖ'den alındı. Ak Parti düşmanlığıyla bilinen Soner Yalçın, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu ve bazı isimlerin FETÖ'cü olduğunu yazdı.
Sadece siyasi ittifak üzerinden yapacağımız değerlendirmede, Akşener’i HDP'den uzaklaştıran en önemli gerekçenin, HDP'nin Kılıçdaroğlu'nu İmamoğlu'na tercih etmesi gözüküyor. HDP Kılıçdaroğlu yerine İmamoğlu’na destek vermiş olsaydı, Akşener’in Demirtaş güzellemeleri devam edecek; muhtemelen, Kılıçdaroğlu/HDP arasında soğuk rüzgârlar esecekti' diye düşünüyorum. Ayrışmanın nedeni iki partinin ilkelerinden ziyade siyasi beklentilerden kaynaklanmaktadır.
Dipnot yerine buraya yazacak olursak, 'WikiLeaks belgelerine yansıdığı gibi ‘ABD derin aklının CHP’ye lider ararken Hillary Clinton tarafından Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismini anması, Joe Biden'in Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki muhalefeti destekleme çağrısı; Tayyip Erdoğan’dan nefrette sınır tanımayan eski MİT'in Orta Asya Baş müşaviri Kaşif Kozinoğlu'nun, Kılıçdaroğlu'nun CHP başkanlığına gelişinde Alman İstihbaratı BND’nin de desteği oldu." tespiti manidardır.
Akşener, FETÖ'nün düzenlediği ve halkın direnişiyle akamete uğratılan 15 Temmuz Hain darbe girişiminden kısa süre önce ‘YURTTA SULH CİHANDA SULH’ söylemleriyle Başbakan olacağım demiyor muydu?
Kılıçdaroğlu ve Akşener'in, ABD'nin daha çok halkı Müslüman ülkelerde operasyon aparatı olan FETÖ'yle ilişkisine yönelik yüzlerce örnek yazılabilir. Parti içi açıklamalar, parti dışı tespitler vardır.
Küçük partilerin kendi başlarına asla elde edemeyecekleri, CB yardımcılığı, bakanlık ve meclise vekil sokma istekleri var. Bu isteklerini karşılayacak Kılıçdaroğlu'na bir şey diyebilirler mi? Tahmin etmiyorum. İttifaka destek verme ihtimalleri yüksektir.
Ayrıca, PKK ve HDP'nin sokakları yaşanmaz hale getiren ve gün aşırı devam eden sokak eylemlerinin FETÖ'nün giriştiği 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bıçak gibi kesilmesi farklı bir ittifaka işaret etmez mi? 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra PKK ve HDP'nin sokak eylemleri bir anda neden bitti? PKK ve HDP'nin sokak eylemlerini sürdüren motivasyon bir anda neden kırıldı? FETÖ'nün kaybetmesi, HDP ve PKK'nın sokak eylemlerinin bıçak gibi kesilmesi arasındaki ilişki nedir? İttifak mı?
Sonuç Yerine;
Arzı Mevudcular, Siyonist ve Evangelisti yapılar, küresel güçler, PKK, FETÖ ve devletten destek almayan partilerin masrafını karşılayan İstanbul Sermayesi Erdoğan'ın devirmek istiyor. Varlıkların bir şekilde bunlara borçlu olanlar, bir şekilde ilişkiye girenler isyan edemez. Kafa kaldıramaz. Bence, Akşener altılı masaya dönmek zorunda kaldı. Derin yapılarla ilişkili olduğu hep konuşulan Yaşar Okuyan Akşener ‘altılı masayı dağıtırsa elimdeki belgeleri paylaşırım biter’ dememiş miydi? Masaya geri dönmese, herhangi bir belgeyle siyasi yaşamı Baykal gibi mi sonlanırdı? Yoksa daha kötüsü mü olurdu? Ayrıca, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı açıklanırken Akşener'in yüzündeki ifade ile HDP Başkanı Mithat Sancar'ın tebrik edip HDP'ye davet ederken yüzündeki mutluluğu yorumlamak için beden dili uzmanı olmaya gerek yok. Bu ittifak bitmiştir. Ama gizli ama açık, fark etmez.
Birde, MİT eski elemanı Mahir Kaynak 2007 yılında küresel güçlerin parti içinden Erdoğan'a yönelik operasyonu Ali Babacan ve Abdullah Gül üzerinden yapacağını yazmıştı.
HAFTANIN RİCASI: Yaklaşık iki aydır alanda yaptığımız çalışmada Ak Parti eski İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu’na yönelik 'ERDOĞAN İÇİN ÖLÜMÜ GÖZE ALACAK KEMİK KADRODA VE HALKTA' ciddi tepki gördük. Türkmenoğlu, milletvekili listelerinin herhangi bir yerinde yer alırsa asla oy vermem diyen Ak Partili seçmen oranını %6-8 olarak tespit ettik.
Mesaj şöyle;
Kayhan Bey samimi Ak Partili ise milletvekili adayı olmamalı...
Aday olup AK Partiye oy kaybettirmemeli...
Oy kaybına neden olup partiye zarar vermememli...
TÜRKMENOĞLU, BU SAMİMİ ÇAĞRIYI DİNLER Mİ?