Ağzımızla kuş tutsakta;
Birileri hep ön yargılı olacak…
Onlar haklıdan yana… Biz haksızdan…
Onlar mazlumdan yana… Biz zalimden…
Onlar ezilenden yana… Biz ezenden
yanaymış gibi suçlanacağız…
Onlar; haksız, zalim de olsa…
***
Bütün iyi niyetlerim param parça… Bütün
çabalarına rağmen ‘sıfırlanmak’…
Doğruluk ve adalet böyle mi olur?...
‘Bütün parmaklarımızı mum yapsak da…’
Dil aynı dil… Düşünce aynı düşünce…
***
Umuda koşmanın… Onu bir yerlerde aramanın…
Susmanın… Konuşmamanın… Yazmamanın bir
işe yaramadığını….
Binlerce parçaya bölünerek, anladım…
***
İŞTE O YORUM:
’‘Salih bey kardeşim, Ticaret
lisesinden sınıf arkadaşın ve aynı zamanda bir öğretmen olarak, meslektaşlarıma
karşı eleştirilerini acımasızca buluyorum. Van'da tepki gösteren öğretmenler,
deprem süresince Van'ı terk etmeyip, Yardım kampanyalarına katılan
arkadaşlarımızdır. Hükümet güdümlü sendikanın üyeleri olsa eminim böyle
eleştirmezdiniz. Van dışında
yaşayan bir Vanlı olarak, depremden 2 gün sonra Van'a geldim, bütün mahalleleri gezdim. Tek gördüğüm
yardım aktivitesi, BDP'li belediyelerin kurmuş oldukları Mutfak çadırlardı. Depremden 78 gün sonra değil, 1 gün
sonra Van'a intikal etmişlerdir. Ama savunucusu olduğunuz hükümet, tüm güç
ellerinde olmasına rağmen, Van depreminde ya aciz kalmış, ya da Van halkından
intikam almak amacıyla yardımları yavaşlatmış, gelen yardımlada da yandaşlarına
öncelik tanımıştır.’’
***
Sevgili sınıf arkadaşım ve onun gibi düşünenler;
*** Hükümeti başarılı bulmak, ona yakın durmak bir sendika yada bir
birey için güdümlü olmaksa, bir terör örgütünü sevmek, ona yakın durmak nedir?
*** Yardımlar yandaşlara dağıtıldıysa, size göre yandaş olan ben ve
kalemi ile bu piyasada çok iyi tanınan ÜÇ GAZETECİ ve onlarca Ak Partili
yönetici niye bir çadır alamadı?...
Onlarca isim yazarımda, kalemime yakışmaz. ……… Senin için değerli olan insanlar o çadırları nasıl aldılar. Yoksa onlarda mı
güdümlendi? Belki de bir şeyler vaat ettiler. (Sevgili kardeşim o türkü
bildiğin gibi değil. Biraz da mahalleye uğrasan resmi daha net görürsün.)
*** Bir konuda hemfikiriz. Dağıtımda ayrım yapıldı. Sana katılıyorum. Dağıtımda
ayrım yapıldıysa bize yapıldı…. Hem de en derininden… Suskunluğu tercih ettik.
*** Yalnızca BDP vardı diyorsun. Benim gözlerimle şahit olduğum ve
gazeteci olarak konuştuğum;
1. Bir öğünde (üç öğün yemek)
2000 kişilik yemek dağıtan ‘İnsan ve Medeniyet Vakfı’…
2. Bir günde yaklaşık 10 bin
kişiye yemek dağıtan ‘İHH’…
3. Yemek dağıtımı yapan ‘Kimse Yok mu Derneği’ ve onlarcası,
çölde görülen ‘SERAP’ mıydı? Allah aşkına ben hayal mi gördüm?... Yoksa bu organizasyonlar
BDP’nin organizasyonu idi, birileri baskıyla bunlara takma isimler mi verdi?
*** Ayrım yapıldıysa; BDP’ye yüzde seksen oy çıkan köye yapılan
yardım, başka köylere niye yapılmadı?
***
Yeise
kapılmadan;
Umudumu
korumak…
Her
şeye rağmen, adaletin ve doğruluğun tesis edeceğine inanarak;
Sevgimi
koruyup…
Yazıma
nokta koymak istiyorum.
***
İyi
niyetliyiz, dünyanın mahallemizden ibaret olduğunu sanmasak…
Samimiyiz,
başka hikayelere gözümüzü kapatmasak…
Cesuruz,
rakiplerimizin yanlışları aramakta ısrarcı olmazsak…
Irkçı
değiliz, düşüncemizi kabul etmeyenleri ırkından atmazsak…
Polemikçi
değiliz, bizim gibi düşünmeyen insanları kul, köle, güdümlü diye suçlamasak…
HEPİNİZ
ERMENİ HEPİNİZ ERGENEKONCU
Eğer
amacınız zulme başkaldırıysa…
Hrant’a
yapılan haksızlığı ortaya çıkarmaksa…
Kimse
inancından ötürü öldürülemezi insanlara anlatmaksa…
Yapılan
zulümlere ortak bir ses olmaksa…
İnsan
olmak yetmez mi?
HAFTANIN
KİTABI
Karşılıksız
aşkın acısı, ellerine yansıyınca camiler, hanlar, hamam olarak yeryüzüne eser
olarak yansıdı.
‘Mihrimah
ile Sinan’ ‘İki Cami Arasında Aşk’
Elli
yaşında aşk olur mu? Diye düşünenler…
Mimar
Sinan’ın Mihrimah’a olan duygularını romana dönüştürülmüş hali.
Kanuni’nin
kızı Mihrimah Rüstem’e varınca…
Karşımıza
bu ölümsüz eserler çıkmış…