Bu
çelişkiyi;
Maddi
sebeplerde mi ararız?
Manevi
boyuta mı yöneliriz?
Doğru
sonuçlara ulaşmak için;
Maddiyata
yönelmek yetmez…
Ruhsal
ve psikolojik tahliller gerekli…
***
Soğuk
havanın en fazla yaşandığı ‘Küçük Çile’ de olmamıza rağmen….
Halk
evine girmiyorsa…
Bu
sorunu çözecek yöntemler geliştirilmeli…
Bahsedilen
binlerin korkularını giderici tedaviler düzenlenmeli…
***
Asıl
derdimizi unuttuk…
Bedava
elektrik, ısınmak için elektrik sobası vs. için verdiğimiz savaş, bizim ikincil sorunumuzdur.
Annemizin…
Babamızın…. Çocuklarımızın… Kardeşlerimizin… Komşularımızın tepkilerinde
oluşacak değişimler;
Bizi
derinden etkileyecek üzüntülere neden olup…
Ciddi
sıkıntı yaşamamıza neden olabilir.
Kanepe
sallantısı bile korkutup, endişeye sevk ediyorsa…
Görmek
gerekir…
***
Sağlam
konutlarına rağmen , depremzedeyi üşümeyle baş başa bırakan korkuların
giderilmesi için;
Sevgili
yöneticiler, YYÜ’nün ilgili eğitmenleri…
Diyanetin
kadrolu ordusu kullanılabilir.
Yada
farklı yöntemler geliştirerek;
Bizlere
de örnek olabilir.
***
Israrla
söylüyorum.
Bizim
asıl derdimiz ısınmak değil, sıcağı soğuğa tercih ettiren korkularımızdır.
Kronik
hale gelmeden, tedavi şark…
Ahlara
vahlara düşmeden acil tedavi gerek…
***
Lafı
uzatmaya gerek yok…
Bu
halkı bu hale düşüren ‘Ölüm Korkusunu’ tedavi edecek…
Tedaviye
ihtiyacımız var.
TEPKİLER
DOĞRU YOLDA OLDUĞUMUZU SÖYLÜYOR
Geçen
hafta…
‘Fizyolajik
ihtiyaçların önemsenip, düşünceler mideye endekslendiği için, asıl sorunumuz
olan ruhsal ve psikolojik baskıyı unuttuk’ demiştim.
Yazıya
gelen tepkiler…
Yolumuzun
doğru….
Tespitimizin
yerinde olduğunu gösteriyordu.
***
Cepten
arayan dostlar…
Bu
sorunun detaylandırılmasını isteyen okurlar…
İşin
ciddiyetini ortaya seriyor.
Sorunu
görebiliriz ama tedavisi işin ehli gerekir.
YYÜ…
DİYANET…
MİLLİ
EĞİTİM…
VE
İLGİLİ KURUMLAR…
Bunlardan
bir kaçı…