Yıllar önce İzmir Fuarını dolaşırken insanları farklı şekiller de
gösteren aynaları ilk defa orda görmüştüm. Bir aynanın karşısında kendimi iri göbekli, diğerinin karşısında kafası
büyük, birinde biraz daha yamuk vs gördüğümde küçük dilimi yutar gibi
olmuştum. O aynaları orda bırakıp normal hayata dönmeye çalıştımsa da bir türlü
normal hayata dönemedim. Bazı insanları gördükçe kafam karıştıkça karıştı. Sokaklarda bir sürü yamuk karakterli
insan vardı ama görünürde onları yamuk gösteren ayna falan yok tu. Bu haleti ruhiye beni halden hale
sokunca ne oluyoruz demeye başlamıştım kendi kendime. Bütün gençler eğlenirken bende başladım aynanın tarihçesiyle ilgili
araştırma yapmaya. O aynaları yapan insanlar acaba o aynaların görünmezlerini de yaptılar mı diye meraklanmaya başladım. Araştırınca, insanların sağını solunu biraz yamultan ayna yapmanın çok
kolay bir iş olduğunu ama o aynaları
görünmez yapmanın imkansız olduğunu öğrendim. Bu imkansızlığı öğrenmek içinden çıkılmaz bir paradoks oldu benim için. Neden mi ? diye sorar gibi bilgisayarımın klavyesi . O zaman cevap da benden olsun: Sağda solda, kenarda kıyıda ayna olmadığı halde o kadar yamuk insan vardı ki, gençlik işte, bende suçlu olan aynayı arıyordum. Büyüdükçe yamuk insanları bir tarafa bırakın da bu defa buruşuk
insanların çokluğu beni ürkütmeye başladı. Hani buruşuk değil de yamuk olduklarını dahi kabul etseler diyecek bir
lafımız kalmayacak tı ama onlar ütülenmiş pantolon gibi dümdüz insanlara laf
yetiştirmekten kendilerine bakmaya bile fırsat bulamıyorlardı. Ve bende gerçek suçluyu bulmuştum !!!!!!!!! Ayna muhabettine kısacık biri ara. KANTAŞOĞLU’NA YAKIŞMADI Son açıklama Kantaşoğlu’na yakışmadı. Okudukça anlamaya, anladıkça
okumaya çalıştım. Çok okudum ama ne demek istediğini
tam anlayamadım. Hani film şeridi gibi yaptıklarınızı bir bir gözünüzün önünden geçirin
demiyorum. Bir on yıllık geçmişinize de bakın demiyecem. Beş yıl öteye gidin de diyebilirim ama o süreyi de biraz uzun buluyorum. Üç yıl öncesine bir dönüverin. Burhan Yenigün’e ( Burhan beyin Vali beyi
şahit göstererek çatışma
sebebinin kaldırım ihalesinden kaynaklandığını söylemişti.) methiyeleri
benim yayınım da hep dile getirdiniz. Van için büyük şans olduğunu çok iyi işler yaptığını hep siz söylediniz. Bakan’a da laf etmezdiniz vekil adaylığınızı kabul edilmeyinceye kadar. Bir iddia geçen yıl hep konuşuldu. Aldığınız trilyonluk ihale den sonra Bakan’a minnettar olduğunuzu dile
getirdiğiniz hep konuşuldu. Hatta daha ilerisi . Bunlar ve bunlar gibi binlercesi. Sayin Bekir Kaya’ya yaptığını nezaket ziyaretinde söyledikleriniz size
yakışmadı. Gergin olan ortamı germek için söylediniz demiyorum ama sanki
biraz reklamı mı yapayım derken, galiba
ipin ucunu kaçırdınız. Size sormak istiyorum. Bu yaptığınız açıklamanın kime faydası oldu. Van’a mı ? Bekir Kaya’ya mı ? DTP’ye mi ? Yoksa helal olsun be Zahir yine konuş du diyecek sinirleri gergin
insanlara mı ? Şahsını sevdiğim Zahir ağabeye de
yaramadı bundan emin olabilirsiniz. Yapmanız gerekeni size öğretecek değilim. Bu şehri gerecek konuşmaların ne size ve bize nede Van halkına bir
faydası yok. Siz, ben ve bütün vanlılar parti ayrımı gözetmeden, oy verilir miydi ? oy
verilmez miydi ? demeden Sayın Kaya’nın önünü açacak tesbitler yapmak
zorundayız. Van’daki bütün partiler ve Van’da yaşayan bütün insanlar olumlu
düşünüp ona göre hareket etmez zorundadırlar. Varsa bir yolsuzluk veya hırsızlık merak etmeyin yeni yönetim bunu
yargıyla ve kamuyla zaten paylaşacaklardır. Van’lı olmaktan utandığınızı söylerken başka insanları suçlamanızın da
kayda değer hiçbir tarafı yok bunu da ben söyleyeyim. Sizin dışınızda kalan bir çok sivil toplum örgütü en az sizin kadar ve
bazıları sizden fazla bu şehir için
fedakarlık yapmışlardır. Bir not: Birgün bir insan karşınıza çıkıp size Zahir bey : “Van’lı
olmaktan utanıyorsanız bu şehri terk edebilirsiniz. Bizde sizden dolayı Van’lı olmaktan utanıyoruz “ derse o şahsı tatmin edecek cevabınız olur mu ?
|
Formun Üstü Formun Altı |