Toplumların yaşantılarını düzenlemek adına yola
çıkan ideolojilerin kısmi azam-i, temelden tepeye mantığı diye formüle
edebileceğimiz bir sistemi benimsemişlerdir.
Küçükten başlayıp, büyüğe doğru gidiş,
Halkımızın
sorunlarını çözmek için bizleri mecliste temsil eden iki siyasi düşünce.
İki siyasi partinin
milletvekilleri de halk için Mecliste olduğunu söylüyor.
Yani Halkımız için.
Özelde, Vanlılar
İçin.
İki siyasal partide:
“Sorunu temelden çözme mantığının doğru olduğunu kabul ediyor.”
Bu ülkede var
deniliyor.
Sorunlar
konuşuluyor. Yöntemler tartışılıyor.
Konuşulan sorunların
temelden, tepeye doğru çözülmesiyle bir sonuca ulaşılacağını iki parti
mensupları tarafından dile getiriliyor.
Başbakan, Ahmet
Türk’le görüşüyor.
Başbakanın
partisinde olan milletvekilleri, yerelde bu dostluğun kapısını bir türlü
açamıyor.
Açmaya mı
çalışmıyor?
Belki de DTP bu
kapıyı açmaya izin vermiyor.(Tam olarak bilmiyorum)
Ak Parti Milletvekili İkram Dinçer’in, DTP’li Muradiye
Belediye Başkanı’nı ziyaret etmesinin dışında bir araya geldiklerini gören oldu
mu?
Ülkede, kürt sorunu
yada demokratik açılım tartışmalarının başladığı günden bu güne.
Konuşuluyor,
tartışılıyor.
İnsanlar bir araya
gelmek için bahaneler üretiyor.
Ama bizim şehrimizde
tık yok.
Sayın Dinçer:
“İlk adımı ilçenizde
siz attınız.
Bizim gözümüzü buna
siz alıştırdınız.
Van Merkezde
halkımızı memnun edecek, Başbakanın da yaptığı açılıma katkı sunacak bir
hareketi de sizin başlatmanız gerektiğini düşünüyorum.
Siz, Kayhan Bey,
Gülşen Hanım, Kerem Bey bir araya gelip bu konuyu bir daha görüşseniz diyorum.
Sayın Bülent
Arınç’ın:”İktidarların ben oynamıyorum deme ve küsme şansı yok. Kapıları açmak
için çaba göstermelidirler.” Tespitine eminin sizlerde katılıyorsunuzdur.
Van’ın iktidarları
(Aile kabul edersek.Babaları) sizlersiniz.
Ailemizdeki
sorunları bitirecek olan güçte sizleri gördüğümüz için, sitemimizi size
iletiyoruz.
Her ailede küçük
yaramaz çocuklar olduğu gibi, Şehrimizde de küçük yaramazlar var diye, aile
reisi olarak siz bize küsemezsiniz.
İnançlıların rahmet
ayı olarak kabul ettikleri, inançsızların dahi gelenekten gelen bakış açısıyla
bile bu düşünceye ortak olduğu bir aydayız.
Toplumumuz bu ayı
“Rahmet Ayı” olarak algılıyor.
Rahmetin bol olduğu
bu ayda bir çok adım atılabilir. Bir görüşme, konuşma.
Kim bilir belki bir
çok değişebilir?
Konuşarak
anlaşabilmenin yolunu açabiliriz.
Ülke sorun çözmeye
çalışıyor.
Biz hala yerimizde
sayıyoruz.
Bu sorunun çözülmesi
için çaba sarf etmeden önce egomuzu bir tarafa bırakmamız gerekir.
Ayrışmak isteyenlerde
olacaktır elbet.
Onların hesabını da
hep birlikte soracak ortamı yaratmış oluruz.