İnsanın
dostları olmalı;
Medeni…
Kültürlü… Ahlaklı…
İlmine
rağmen suskun…
Bilgisine
rağmen mütevazı….
Yani,
herkesin bir Helim Abisi olmalı…
&&&&
Yıllar
önce daha yaygındı….
Kriterlere
göre isimlendirme…
Hatta…
Dinlendirme…
Dinden
etme…
O
zaman Allah’la aldatma yoktu…
Dindarlar…Dinle
savaşanlar vardı.
&&&&
Aynı
hastalığı; hasta ideolojilerde de gördük.
Onlarla;
Aynı
yolda yürüyünce; Irk’daşı….
Aynı
dili konuşmayınca; Onların zırvalayışını gördük…
&&&&
Abdulhelim
ağabeyin dostane uyarısını….
Telkinlerini…
Hatırlattığı
değerleri…
Düşündüm…
Yazdım…
Karaladım…
Aslında
en doğru olanı;
O
söylüyor.
O
tavsiye ediyordu.
Peki
İmam Şafii…
Konjonktürel
mealle; ‘ Seni Allah’a havale ediyorum.’
Mülkün
Rabbine, mülküne zulmedenleri şikayetle…
Bu kadar…
&&&&
Sizde
taktir edersiniz ki..
Çaycı
çay…
Lokantacı
yemek…
Pastaneci
tatlı…
Radyocu
şarkı ikram eder…
‘Ayva
çicek açmış yaz mı gelecek?’
‘Oturduğun
koltuk ebed mi olacak?’
‘Yalanla
dolanla olmaz, iftira tutmaz’
‘Hakki
ifade etmek, hakka götürmez‘
&&&&
‘Ayva
çiçek açmış yaz mı gelecek?’
‘Gönül
bu sevdadan vaz mı geçecek?’ şarkısı;
İftira
atanlar olmadığı halde, iftiraya uğradım demeyenlere…
Duyumları,
yalana dönüştürmeyenlere…
Ekmeğini
onuruyla kazanmaya çalışan insanlara iftira atmayanlara…
Kişilerin
varlıklarını küçültüp onun bunu adamı olmakla suçlamayanlara
Kendisiyle
ters düşenlerin dahi hakkını koruyanlara…
Rabbinden
gelen ilmin hakkını verebilenlere armağan olsun.