Sosyo-Ekonomik kazancın Van’da zirve yaptığı yıllardan behsediyorum...
Unutmadık ki, hatırlayalım...
Bir tarafta yerel yönetimlerin tükete tükete hala bitiremediği...
Diğer tarafta politik kısmetliler....
Birde mızmızcılar var ki, ömürlerine rahmet olur inşallah...
Van'da zirvenin zorlandığı, Karaloğlu dönemi dediğinizi duyar gibiyim...
Evet... Doğru...
Vali Münir Karaloğlu dönemi kentteki bürokratik ve toplumsal hayecanın zirvesiydi...
Yiğidi öldür ama hakkını yeme derizya...
Kimse kusura bakmasın, Karaloğlu sosyo-ekonomik, sosyo–politik boşlukları dolduran bir liderdi...
Vardı, vardı... Gitti, bitti...
Toplum faydasına odaklanma sinerjisi patlama noktasındaydı...
Toplumsal kaynaşma zeminini ören onlarca organizasyon....
Van'a o güne güne kadar yapılmayan onlarca yatırım....
Yaz yaz bitmeyecek hizmet...
Gece gündüz ayrımı yapmadan harcanan emek...
En çok önemsediğim algısal ve düşünsel gelişim...
Ve...ve....ve...
Biz bile o kadar yoruluyorduk ki...
Sayın Atalay’ın ‘Güç Birliği Platformu’ fikri yerinde bir düşünce...
Umudumuz yeniden yeşeriyor gibi...
İkinci diriliş beklentiside denebilir....
Kentin ikinci baharı için yeni bir adımın atılımı olarakta görülebilir...
Karaloğlu’nun bıraktığı yerden başlatılacak atılım, Van’ın haklı isteklerinin doyumuna katkı sunar..
Haydin hayırlısı...
Peki ama...
Sayın Atalay için yıllardır ‘İrancı’dır iftirası atan gelenekten gelen biri Atalay’ın yanına yerleştirilebiliyorsa... Peki o zaman...
VAN’DAKİ İKİ İL BAŞKANININ ÖRNEK DAVRANIIŞI
CHP Van İl Başkanı Sayın Kurukçu’da....
HÜDA PAR İl Başkanı Sayın Rasim Saygın'da o kadar saygın davrandılar ki...
Güç Plaftorumuna davet edilen Kurukçu’da...
Güç Plaftorumuna davet edilmeyen Saygın’da;
“Van Güç Platforumunda kentin menfaati için alınacak bütün kararlara destek olacağız açıklamaları” kentin iyi niyetlilerine katkı sunarken...
İyi olmayanlarına kapak oldu gibi...
Kent menfaatini, politik ve ideolojik farklılıkların önüne taşıma örnekliğini saygıyla selamlıyorum.
KÜRTLERİ BEKLEYEN TEHLİKE
Van’dan adayı adayı olmadan önce ismen tanırdım...
Beğenilerimde vardı... Eleştirilerimde...
Sayın İnceyi haber programına konuk alınca, biraz daha yakından tanıma imkanım oldu.
Tavsiye üzerine okuduğum kitaplarda biz varız...
‘Kürtleri bekleyen tehlike’ ve ‘Kürdinsan’ Kürtlerin yaşadığı trajedilerinin kağıda resmedilişi diyebilirm...
Her eser, bir esere dönüşebilecek güzellikleri bir yerlerinde gizler...
Bir çok işaret fişeğine rastlayacağınızdan eminim...
Kürtleri bekleyen tehlikenin uyarısı bir Ermeninin dilinden dökülüyor olması bir gerçeği ötelemezki...
Hrant Dink, Diyarbakır’da bir konferansta;
Kürtlere tavsiyem batılılara güvenmesinler. Batının aklına uyan, onlara güvenen Ermenilerden ibret alsınlar’ mealinde bir söz söylemişti.... (shf 16) alıntısı ve devamı...
Yaşanılan sorunun, içerden tespiti...