Akşamın ilerleyen saati.
Televizyon kumandası elimde, zappıng yaparken Fatih Altaylı çıkmaz
mı karşıma.
Soytarolog Fatih Altaylı’yı görmezden gelmeye çalışsam da o kuru sıkı
atmalarından dolayı kendimi bir türlü koparamadım seviyesiz haber programından.
Dakikalar geçtikte bu ülkenin ne bu kadar geri kaldığını da onunla öğrenmiş
oldum.
Maşallah adamda ne ararsanız var. Arsızlık, ar damarı çatlaklığı mı? Deme
gitsin.
Ar damarı dedim de, unutmadan hemen anlatayım.
Soytarolog Altaylı birden hekim kesiliyor. Bakın adam kılıklının
söylediklerine:” Bu ülkede yönetici olacak kişinin önce emar cihazından
geçirilip ar damarının çatlak olup olmadığını öğrendikten sonra yönetici
yapılması gerektiğini söylüyor.” Hem de pişkince.
İnsanın aklından geçiyor ne yaparsınız. Bende o arada Altaylı’nın kendi
damarlarını kontrol edip etmediğini merak ettim doğrusu.
Elimdeki bilyelerde: arlı, arsız, arlı , arsız (misket dört olunca arsız
çıkıyor haliyle.) diyerek saymaya başladım. Sonuç arsız çıkmaz mı ? Bilye bu ne
anlar arlı yada arsızdan.
Tabi bunlarla sınırlı değildi soytarolog Altaylı’nın açıklamaları. Karşısında
program sunucusu da çalıştığı haber kanalının büyüklüğüne kendini kaptırarak ha
bire veriyor gazı aradan Fatih uçak gibi hızını alamıyor.
Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı adamlar takmıyorlar gecenin o saatin de
basıyorlar kalayı.
Fatih ya bulmuş yine boş bir program , almış ara gazını veriyor veriştiriyor
devletin sivil büyüklerine.
Onun gibilerini seyretmek zorunda kaldığım için bazen kendime kızsamda buradan
Fatih beye hodri meydan diyorum.
Öyle danışıklı, birbirini gazlayan kişilerle değil, böyle adam gibi sunucuların
yayınına çıkıp biraz da onlarla paylaşsana bu nadide bilgilerini.
Bak geçmişe kimler geldi kimler gitti. Sanada ara gazı verenler birgün senide
gönderecekler unutma.
Van’a bir gün yolun düşerse radyomuza beklerim Altay’lı, engin bilginden
faydalanmak için.