05 Kasım 2022
Kılıçdaroğlu'nun Van Despotluğu

‘Kılıçdaroğlu nasıl bir psikolojiye sahiptir' tartışmalarını önemsiyor; ihanet, iftira üzerinden yapılan reel yorumları değerli buluyorum. Söz ve eylem birliği bütünsel bir kişiliğe; söz ve eylem farklılığı parçalı ruh haline işaret eder. İftira ve yalan kişilik bozukluğu olarakta kabul edilir. 

 

Kılıçdaroğlu'nun hala tartışılan SGK Genel Müdürülüğü  döneminde Vanlıların talebini önemsemediğini görüyoruz. Vanlıların o zamanki haklı taleplerinin ret edilmesini  ister mezhepçi yaklaşım olarak yorumlayalım ister ideolojik kaygılarla değerlendirelim; sonuç değişmiyor. Gücü elinde bulunduran Kılıçdaroğlu, çoğunluğu sünni Vanlıların  haklı talebini görmezden gelmeyi tercih etmiştir.  Kendisi gibi Alevi olan Çalışma ve Sosyal  Güvenlik Bakanı Mehmet Moğolta'y'ın desteğini alan Kılıçdaroğlu hakim olduğu alanda kimseyi takmamakta, kendi kararırını uygulamaktadır. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ı, "Hükümetten sınavlı 5 bin kişilik kadro çıkarttım. Bu kadroyu örgütüme vermeyip de milliyetçilere mi verseydim?"  sözleriye hatırlanmaktadır.

 

Kılıçdaroğlu'nun Van'la ilişkisi ilk okul döneminde başlar. Kılıçdaroğlu ilk okulu Van'ın Erciş ilçesinde okumasının dışında Van’la bir ilişkisi yoktur. Vanlılara vefasıda görülmemiştir. Van’da yaşayan halkın önemli kesiminin ricasına rağmen 1995 yılında Van SGK Hastanesi'ne M.I'yi başhekim olarak ataması, vefa bekleyen halkta  soğuk duş etkisi yaratmış, Kılıçdaroğlu mezhepçilikle suçlanmıştı. Kılıçdaroğlu'nun "Van'da CHP'nin iyi olmadığını biliyorum" sözlerine bir tarafa not edersek, kendisinin de dahil olduğu bazı olaylar Van'a vefasızlık ve kötülük şeklindedir.  Halkı bir talebe rağmen, Kılıçdaroğlu ekmeğini yediği Vanlılara sırtını dönmüştür. 

 

1994-1995 yılında Van’da yaşayanların tüm ısrarına rağmen Kılıçdaroğlu keyfinden taviz vermemiş, halkın tepkisine rağmen kendi isteğinde diretmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu SGK Genel Müdürü olduğu dönemde Van Valisi Mahmut Yılbaş ’tır. Van'da, SGK hastanesine başhekim ataması sorun olmuş, Vali Mahmut Yılbaş ve Vanlıların tüm itirazlarına rağmen; Kılıçdaroğlu M.İ’ yi başhekim yapmıştır. M.İ.'nin raporlara yansıyan yardım ve yataklığına, hastalar arasında ayrım yapıyor sitemlerine rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu ısrarla ve inatla tüm teamülleri zorlayarak M.İ'yi başhekim olarak ataması bu gün hafızalarda  silinmiş olsa dahi, kayıtlarda durmaktadır. Kılıçdaroğlu'nun gücü eline geçirmeden önceki tevazusu, demokratlığı; gücü eline geçirdikten sonra pekte görülmemektedir. Kendi isteğinde direten Kılıçdaroğlu zamanında Vanlıların haklı isteğini ve ricasını görmezden gelmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu'nun  Dr. M.İ.’yi tüm karşı çıkışlara rağmen Van SSK Hastanesine başhekim olarak ataması, diktatoryal bir tavır olarak yorumlanmış, ‘mezhepçilikle' suçlanmıştır. 

 

SONUÇ YERİNE: Üniversite yıllarına baktığımızada aslında bu günkü KK o günkü KK'dir. Bir çok yerde vefasızlıkla suçlanmıştır. Deniz Baykal'ı 2004 yılında koltuğundan etmek için 30'larla hareket eden, kaset operasyonuna rağmen Baykal'ın yeniden dönme ihtimali belirince Sav'ın desteğiyle adaylığını açıklayan, daha sonra Sav'a en büyük çelmeyi takan o günkü KK'dir. Ekmeğiyle büyüdüğü Türkiye'ye vefası olsa uyuşturucu açıklamasını yapmazdı diye düşünüyorum.

Kalın sağılcakla. 

 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi