Yaklaşık 30 yıl önce Turistlerin gelip gezdiği bu bölgeye,
Düne kadar devlet yetkilileride gitmemişti Vanadokyanın olduğu Yavuzlar
Köyüne.
Önceki Turizm Müdürlerimiz belki ismini duymuş ama yorulma zahmetinde
bulunmamışlardı.
Bir köy var uzaklarda, o köyü gezelim, görelim; bizim gördüklerimizi basın
aracığıyla dünya'da görsün diye düşünen yeni İl Kültür Turizm Müdürü Doç Dr.
Zeki Taştan göreve başlayıncaya kadar hiç kimse ilgilenmemişti.
Yeni göreviniz hayırlı olsun.
Bu program içinde ayrı bir teşekkür borçluyum Sayın Zeki Taştan'a.
Gezilmeye ve görülmeye değer bir köy.
Resimleriyle basından takip edeceksiniz eminim.
Kapadokyayı görmedim ama Vanadokyanın müthiş bir yer olduğunu
söyleyebilirim.
Sayın otobüs şöförümüzün bizleri öldürmeden sağ salım yetişdirdiği köye
girişte bir bayram havası var gibiydi.
Ön safta muhtar yan tarafında bütün köylüler heyecanlı, gelen misafirleri
ağarlamak için kar yağışının altında bizleri tebesümle karşıladılar.
Yüksek adrenalınli bir yolculuktan sonraki ilk dadikalardan, bizleri tekrar
yolcu edinceye kadar Yavuzlar köyü sakinlerinin o misafir perverliği tek
kelimeyle bizleri mestetti.
Köyün Muhtarı Talak Akkaya'yla konuşurken köyünün sorunlarını
iyi bile ve sorunları çözmeye çalışan aynı zamanda Vanadokyanın tanıtımı
için hiç bir fedekarlıktan kaçınmayan bir turizm elçisi olarak gördüm.
Her insan biraz Yavuzköylü olmalı diye düşündüm.
Bizim köylülerimiz merttir, misafirperverdir. Ama onlar çok daha misafirperveridiler.
Yavuzlar köyünde yaşayan Merziki Aşiretine mensup insanların çoğu bana Mele
Hıdır'dan bahsetti.
YIllar önce yaşamış, kehanete sahip bir din büyüğüydü,
Melle Hıdırı'n mezarı onları için çok büyük bir öneme sahipti.
Hayat hikayesini yüzyıllar önceden anlatıldığı gibi saklamışlar ve bu
hikayeyi öyle tahmin ediyorum köy dışından gelen insanlara anlata anlata köyün
kutsallığnı savunagelmişlerdir.
Gıyaseddin Keyhüsrevin Melle Hıdırı ziyaret etmek için o köye geldiğide
söylentiler arasında. (Anadolu Selçuklu Sultanı)
Vanadokya gezisinde beni yanlız bırakmayan Mesut Özdemir'lede uzun süreli
muhabbetimiz oldu.
Oda rahmet'le yad ederek ninesinden behsederken keşke yaşıyor olsaydı da
sizlere her şeyi daha ayrıltılı anlatsaydı diye hayflanıyordu.
Mesut, Ermenilerle çatışarak şehit olmuş Sımi'nin torunu olmanın gururuyla
geçmişten de bahsediyordu.
Yavuzlar Köyünden önceki köyde ve sonrakı köyde kiliselerin olması da
ilgimi çekmişti. Yavuzlar köyünde kilise yoktu.
Münübüslerinin kapılarını bizlere açarak Eski ismi Soradır (Kırmızı kilise)
olan köye götürüp ve geri getiren şöförüyle kaçak mazotun halkın yaşamı
üzerindeki etkisini konuşma fırsatı bulduk.
Uzun zamandan beri o bölgeden artık kaçak mazot gelmediğini anlattı.
Tarım ve hayvacılıkla geçinme zorluğu yaşayan insanların geçim
kaynaklarının mazot kaçakcılığını söyledi. Ki bunu zaten devlet yetkilileri de
biliyordu.
Konuşmanın sonunda müjdeli haberide bizlerle paylaştı.
Oda bende kalsın.......
Teşekkürler İl Kültür ve Turizm Müdürü Doç.Dr. Zeki Taştan
Teşekkürler Yavuz Köyü sakınleri
Teşekkürler Mesut Özdemir
O günün kahramanları ve lezzetli yemekleri yapan bayanlarada teşekkürler
Beni tam yarım saat boyunca terleten, bütün gazeteci arkadaşlarımıda öldürmeden
Vanadokya'ya götürep, Vanadokya'dan geri getiren şoför amca sanada
teşekkürler.