Depremden
sonra her şey yazıldı… Çizildi…
Onlarca
eleştiri…Onlarca yorum…
Hakaret dolu sözcükler… Kafa karıştırın binlerce
enformasyon…
Suçlamalar…
Öteleme…
Konteynır….
Soğuk
hava…
Sahipsizlik…
***
Gözükmesine
rağmen…
Unutulan…
Unutturulan…. Hatırlatılmayan gerçeklik…
Bir
adım ötesi…
Hatırlanmadığında
yok olmayan…
Battaniye…
Konteynır…
Para…
Torpil… İş kayırma…
Her
şeyin, bir işe yaramadığı…
Mezardaki
yalnızlık… Ve…. Asıl deprem…
Hesap….
Binlerce keşke…
***
Yunus’un
gözleriyle haykırdığı çaresizlik….
Yalnızlığın
resmi…
Her
kesin, kendi kesesindekilerle yetineceği gün…
Kaçışın
bile çaresiz kaldığı, realite…
Bir
şey hariç, her şeyin kıymetsizleştiği an…
Amel…
Rahmana
sadakat…
***
Yıkıntı
arasından kurtulma ihtimali olsa da…
Mezardan
kaçış yok…
Öyleyse…
Neden,
bu vurdumduymazlık?..
Küçük
depremden sonraki binlerce tedbire rağmen…
Asıl’a
kayıtsız kalış…
***
Depremin
yıkıntısından korunmak için;
Soğuğa…
Gurbete…
Açlığa…
Her
türlü tehlikeye karşı tedbir geliştirirken…
Ölümü
unutmak niye?
BU
YARDIMLARI DUYDUNUZ MU?
Tavukla
fil örneğini duymuşsunuzdur.
Tavuk,
bir yumurta yapıncaya kadar, bütün mahalleyi ayağa kaldırırken…
Fil
sessizdir.
Yavrusunu
dünyaya getirdiğinde, yanındakiler bile rahatsız olmaz… Duymazlar…
***
Huyları
açısından aynı tavrı sergileyen insanları görünce;
Kıyaslamamak
mümkün mü?
***
İki
koli yardımdan sonra;
Kurtarıcı
rolüne soyunanlar olduğu gibi…
Sedayla
gelip, işini yaptıktan sonra sessizce gidenlerde var…
Aynen
KADINI
YAZINCA TEPKİDE FARKLI OLUYOR
Konu
kadın olunca…
Organizede,
tepkide, örgütlenmede farklı oluyor.
Merdaneli
makine da sıkar gibi sıskalarda, küfretmezler…
***
Kadını
kim yazarsa yazsın, aranan… Ben olunca…
Yazılanları
noktasına, virgülüne kadar ezberlemek….
Yazarın
niyetini öğrenmek zorundayım…
Tarık’ın
, ‘ŞÖHRET OLMAK İSTEYEN KADIN DERNEĞİ YÖNETİCİSİ’ yazısının haksızlık
olmadığını…
Yapılan
tespitlerin doğru ve yerinde olduğunu…
Bu
yazıya imzamı attığımı söyleyeyim de….
Bende
rahatlayayım… Sizde rahatlayın…
http://www.tutkuhaber.com/article_view.php?aid=14677