Sayın Vali Mehmet Emin Bilmez, dürüst bir devlet adamı olmanın yanında, kişilik özellikleriyle halk ve devlet arasındaki bağı güçlendiren 'Sevgi Köprüsü' konumunda. Entellektüel birikimi ve tevazuunun halkta bıraktığı etki duaya ve saygınlığa dönüşmüş. Vali Bilmez’in halktaki karşılığının pozitif anlamda pik olduğuna şahidim, şahitler. Akademi dünyasındaki saygınlığı ve kabulü halkın kabülünden daha yükseklerde.
Samimiyet ve tevazusuyla kalplerde yer edinen, hizmet çabasıyla takdir edilen Vali Bilmez’in bir an önce Van'dan gitmesini isteyenlerde var. Pekte iyi niyetli olmayanların, Vali Sayın Mehmet Emin Bilmez hakkında olumsuz algı oluşturmaya çalıştıklarını, Valinin değişimi için uğraştıklarını duyuyor ve biliyoruz. Halkın en fazla ihtiyaç duyduğu tavazu ve dürüstlüğüyle öne çıkmaş bir bürokratin gönderilme çabasının anlaşılması ve anlatımı çok zor olsada, kısmende olsa kentin kaybına neden olacak bu değişim için çalışanlarda var.
Duyduğum, gördüğüm ve takip ettiğim kadarıyla Vali Bilmez, güçlü devletlerdeki iradesi güçlü bürokratların yapması gerektiği gibi;
1- Vali Beyin ihaleleri açıktan yapması....
2- Eleman alımında liyakata önem vermesi...
3- Kurumdaki gereksiz israfı önlemesi...
4- İnsanların kalplerindeki düşüncelerinden ötürü işlerinden attırılıp yerlerine belli isimlerin alınma isteğine onay vermemesi...
5- İhtiyaç olmadığı halde belediyeye alınması yönündeki güçlü talepleri red ederek devletin malını koruması…
6- Her türlü haksız rantta karşı mücadelesi, Vali Beye karşı başlatılmış olan algısal savaşın en önemli nedenlerinin başında geldiği düşünülüyor.
Önceki dönemlerde ‘Sehvende’ olsa yapılmış hataların Sayın Vali Bilmez döneminde daha çok minimize edilmesi hatta sıfıra yaklaşımını devlet adamlığı feraseti bağlamında değerlendirebileceği gibi, ‘HAK’ka olan güveni de tazelemiştir.
Toplumsal algıda olduğu gibi Van’ın Sayın Bilmez’in devlet adamlığına ciddi anlamda ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bu halk kendisini dürüst ve adil bir devlet adamı olarak algılıyorsa, kendisinin bu kentin sevgi iklimine katacağı daha çok harcı olduğuna da işaret eder.
Ülke ve kent sevdası başarılı ve dürüst bürokratları korumayı zorunlu kılarken, bireysel, grupsal ve örgütsel çıkar üzere kurulu makro ve mikro milliyetçilik kazanç ve dağıtımı çok dar bir alanla sınırlı tutmayı hedefliyor. Vanlılık üzere kurulu mikro yerli milliyetçilik ve kısmi aşiretleri ‘Vatansever’ ‘Güvenilir’ olarak dayatmak kentin huzuruna ve ülkenin birliğine vurulacak en büyük darbe olduğu gibi, huzursuzluk bataklığını besleyecek toplumsal sorundur. Kişileri, grupları, aileleri, aşiretleri, ilçeler bazında yerleşim yerlerini algılarda ayrıştırmak 'Güvenilir' 'Güvenilmez' ön yargısıyla haksızca işaretlettirmek, iftiracılara imkan ve fırsat tanımak alan açmaktır.
Bir önceki dönemde yaşanan ve vicdanımın beni yorduğu bir örnek; 23 yıl boyunca Van Büyükşehir Belediyesi basın biriminde çalışan, HDP ve HDP tandanslı partilerin her türlü mobingine ve zulmüne maruz kalan, FETÖ’nün hazmedemediği Sayın Feyat’ın ilk kayyum döneminde (2017) bireysel hesaplarla basın müdürlüğünden ilga edilmesi ve dışardan atama yapılması güven bunalımına neden olmuştu. Her türlü baskı ve zülme kalmışın hakkının korunmaması grupsal yayılmaya imkan tanınması, 'İnsan'ın feda cesaretine ve mücadele azmine zarar vermişti. Hak ihlalinin yaşandığı dönemde bu haksızlığın sorunsallaştırılmaması, yayıl-yerleş-yok et perspektifini güçlendirmiş, zor zamanların alan kahramanlığını değersizleştirmişti.
Sözün Özü: Van özelinde, toplumsal çıkarları bireysel veya grupsal çıkarlara yönlendiren mikro-makro milliyetçi libaslı, yayıl-yerleş-yok et perspektiflilerin kentin ana damarlarına yerleşimi kentin 'ÖLÜMÜ' dür.
HAFTANIN DUASI
M.SALİH GEÇKEN
Yüzyılın siyasi felaketi mi? Ermeni intikamı mı?