BEYİN VE SERMAYE GÖÇÜ TARTIŞMALARININ SON KURBANI KESER Mİ?
‘Beyin ve Sermaye Göçü’ tartışmalarının aynı siyasal düşünceye mensup kişileri yıpratacak bir yöne evrileceğini tahmin etmezdim.
Beyin ve Sermaye göçü ile ilgili tartışmalar hala devam ediyorsa, bu tartışmada kullanılan argüman ve yönteme bakmak gerek. Henüz yeni çıkan bir dergide, hemde siyasal yakınlığa rağmen Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser’i rahatsız edecek düzeyde bir başlıkla okuyucularının karşısın çıkıyorsa bu resme farklı bakmak gerekir.
Henüz ilk sayısı çıkan bir dergide ‘OKKALI BİR YALAN ‘SERMAYE GÖÇÜ’ başlıklı haberde Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya, VAN TSO Başkanı Necdet Takva, Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser’in görüşleri ve ’BENİM’ yazımdan bir bukle alıntılanarak yapılmış.
Yeni çıkan dergide ‘Sermaye ve Beyin Göçü’ başlıklı yazımdan göç olduğuna dair iddiaların olduğu cümleler alınırken, Van Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser’in ‘Bu anlamda bende sermaye ve beyin göçünün olduğunu düşünüyorum’ cümlesi alınmış. Şimdi bunda ne var diyebilirsiniz. Ama resmi tamamına bakmak gerekir diye düşünüyorum.
‘Sermaye ve Beyin Göçü’ tespitinin doğru olmadığı yönünde ilk tepki veren VAN TSO başkanı bu iddianın doğru olmadığı söylemişti. Daha sonra Büyükşehir Başkanı Bekir Kaya bu iddianı doğru olmadığı yönünde bir açıklama yapmıştı. Birkaç açıklama daha oldu. Daha sonra üstü küllenen bir habere döndü.
Nerden nereye der gibisiniz. Takva yok diyor. Kaya yok diyor. Ben iddialar var diyorum. Keser olduğunu düşünüyorum diyor. Haberi yapan arkadaşlarla, Kaya ve Keser’in aynı düşünsel atmosfere ait olduğunu göz önüne aldığımızda ‘OKKALI BİR YALAN ‘SERMAYE GÖÇÜ’ başlıklı haberin ‘Keser’i yıpratmaya yönelik olduğunu düşünmek çokta abartılı olmayacaktır.
Ben burada aynı siyasal düşünceye rağmen, haber yapan arkadaşların aynı siyasal çizgide bulunan Van Büyükşehir Belediye Başkanını haklılamaları, Van Büyükşehir Kent Konseyi Başkanı Ümit Keser’i rahatsız edecek başlığın kullanılmaları Keser’i yıpratamaya yönelik olduğu kanaatindeyim. Aynı düşünce bahçesinin siyasal rekabetinden ötürü bu başlık atılmış olabilir mi?