Seçimin son virajında siyasal mücadelenin en yoğun olacağı ilçenin İpekyolu İlçesi olacağını tahmin ediyorum. HDP İpekyolu İlçesindeki oylarını artırarak İpekyolu Belediyesini kazanmak için ilçeye daha çok yüklenecektir. Muhtemelen Ak Partide İpekyolu İlçesindeki oylarını artırmak için daha çok yoğunlaşacaktır.
Van özelinde Ak Partinin son virajda ‘İpekyolu İlçesi’ne daha fazla yoğunlaşması halinde, ilçede ki oylarını artıracağı gibi büyükşehir oylarına katkı sunacağı görülüyor.
KAPIKÖY’ÜN AÇILIŞINDAKİ SİYASAL VE BÜROKRATİK VEFA
Kentin ekonomik gelişimi, İran pazarına ulaşımın kolaylaştırılması ve uluslararası geçişlerde önemli bir etkiye sahip Kapıköy Sınır kapısı nihayete erdi.
Kapıköy Sınırı kapısının açılısında bu işin vefakârı Van'ın evladı Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi’nin Kapıköy'ün açılışına daveti vefa örneğiydi.
Sayın Fatih Çiftçi’nin emeğini ve çabasını yakından takip edenlerden biriydim. Bakanlık döneminde belki de en yoğun çabasını Kapıköy Sınır kapısına harcadı diyebilirim. Allah’ta bu hizmetin nihayete ermesini kendisine nasip ettik.
Halkım adına başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, dönemin Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfenkçi’ye, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi’ye, sonradan da olsa hizmetin yürümesine destek sunan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlun’a teşekkür ediyorum.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın, TOBB Başkanı Rıfat Hısarcıklıoğlu’nun ve Van Valisi Mehmet Emin Bilmez’in açılıştaki Fatih Çiftçi vurgusu, devletteki vefanın en önemli göstergesiydi.
SİYASİ VE GAZETECİ İLİŞKİSİ PARA ÜZERİNDEN KONUMLANDIRILIYORSA
Siyaset önce bilgiyi sonra tevazuyu gerektirir. Siyasi cehalet ve kibir siyasanın rengini kirletirken, siyasi eksenden kayışın en büyük gediğidir. Dikkat etmek gerekir.
Bir siyasetçi, siyasa ve gazeteci ilişkisini para üzerinden konumlandırılıyor ya da değerlendiriliyorsa, orada en rafine haliyle ‘Siyasi Cehalet' ve 'Kibir' vardır.
Bir siyasetçi, basını işaretle para olunca haber yapıyorlar, para olmayınca haber yapmıyorlar gibi bir genelleme yapıyorsa orada ‘Siyasi Cehalet ve Kibre' ek birde ‘Alçaklık’ söz konusudur.
GÜVENLİ LİMAN SEVEN İŞ ADAMLARI DESTEKLENMEMELİ
‘Sermaye güvenlik limanı sever’ cümlesi bana o kadar tız geliyorki, bu kelimeye yaklaşıma bir türlü ısımadım. Ayrıca bu yaklaşımı çokta doğru bulmuyorum.
‘Sermaye güvenli limanı sever’ demek biz sağlamcıyız, hiçbir riske katlanmayız demektir. Hiç bir riske üstlenmez, sadece para kazanmaya odaklanırız demektir. Sıfır riskli kazançtan başka hiç bir değer bizi bağlamaz demektir. Hiç bir riskin olmadığı, kazancın kesin olduğu, tüm fırsatlaın sunulduğu, kazanç kapılarının sonuna kadar açık olduğu bir yaklaşım demektir.
Van'da dönem dönem ciddi riskler olsada, hiç bir zaman güvensiz bir liman olmadı. Bu riskli dönemlerde Van’a yatırıma gelen 'güvenli liman' hikayelerine sığınmadan yatırın yapan yapan onlarca iş adamı oldu. Birileri hala güvenli limanmış, para güvenli limanı severmiş edebiyatıyla konuşuyorsa, bence orda başka şeyler vardır.
Riskin yüksek olduğu dönemlerde Van’da iki tane beş yıldızlı otel yapanların yatırımları sermaye değil mi? Yada tekstil kentte gelen yabancı yatırımcıların yatırımları sermaye değil mi?. Bu sermayeler güvenli limana sığınmadan, yatırımlarını yaptılar. Bu kadar.
Birde, devlet risk alacak, hükümet risk alacak, STK’lar risk alacak, basının bir kısmı risk alacak, iş adamlarının bir kısmı risk alacak, ‘Güvenli Limancılar’ yani 'Sağlamcılar' en güvenli dönemde meydana çıkıp bizde buradayız diyecek. Desteğinde her türlüsünü talep edecekler. Bence kusura bakmasınlar.
Van’da iş adamları desteklenecekse, desteklenecek iş adamları; Van'da iş adamları övülecekse, övülecek iş adamları asla ve asla ‘Güvenli Limancılar’ olmamalıdır. Riski göze alan, fedekarlık döneminde yatırımdan kaçınmayanlar desteklenmeli ki, güvenli limancılara kapak olsun.
M.SALİH GEÇKEN
BU İDDİALAR DOĞRU MU?