Cumhurbaşkanlığı sisteminde ‘DİNDARLAR, KÜRTLER, ALEVİLER VE AZINLIKLAR’
Toplumsal doku uyumsuzluğu, demokratik pıratiğe müdahaleler, düşünsel ve yönetsel darbeler ve yaşanan onlarca sıkıntılı ve stresli günler şu anki sistemin sıkıntılarının ispatıdır. Sayın Recep Tayyıp Erdoğan’a kadar Dindarların ve Kürtlerin, daha önce Alevilerin yaşadıkları travmalar birer örnektir.
Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlık sisteminin bu gün kadar yaşanan sistemden kaynaklı boşlukların ve haksız dayatmaların önünde set olacağını düşünenlerdenim. İşte bunda ötürü yeni anayasa ve cumhurbaşkanlık sisteminin ülkenin sosyo-ekonomik ve sosyo-politik gelişimine katkı sunacağını, bütün tartışmalara rağmen cumhurbaşkanlık sisteminin su anki hükümet modelinden çok daha iyi olacağına inanıyorum.
Referandumla halka sunulacak yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı oylamasının ülkenin ve ümmetin geleceği için çok önemli olduğu gerçekliği ortada.
Ülkenin, ümmettin ve neslimizin huzuru ve mutluluğu bireysel kırgınlıklarımıza kurban edilmemelidir. İdeolojik ve politik kavgalar, bireysel kapışmalar, parti içi mücadeleler, siyasal rekabetler, ailesel hasımlıklar ve benzeri olaylar değişmek istenen hükümet sistemi tartışmalarının nedenleri arasında yer alıyorsa, yeni yüzyılda ülkemizin ve huzurumuzun yeri çokta iyi noktada olmayacaktır.
Ülkenin ve ümmetin geleceği için referanduma EVET diyenlerdenim. Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı sistemine karşı çıkanların ‘HAYIR’cıların fikrine saygı duymakla birlikte, toplumsal fayda, daha umutlu bir gelecek için bir kere daha düşünmelerinin daha faydalı olacağını inanıyorum.
Bu gün Ortadoğu’da yakılan ateşi doğru okumak gerekir. Emperyal ve Siyonist hırs başta Türkiye olmak üzere halkı Müslüman ülkeleri güçten düşürmek ve yapabilirse onlarca parçaya bölmek istiyor. Sykes Picot ikinci kez hayata geçirilmeye çalışılırken, 1982 İsrail menşeli Oded Yinon Stratejisi adımı adım uygulanıyor.
Bizleri güçten düşürmek nihai noktada parçalamak isteyen emperyal ve siyonit arzuyu kursaklarında bırakabilmek için saldırıya uğradığımız zayıf cephelerimizi güçlendirmek zorundayız. Bu zorunlulukta sistem değişikliğini zaruri kılıyor. Küçük rütuşlarla yapılacak sistem değişikliğiyle sosyo-ekonomik ve sosyo-politik gücümüzü arzu edilen düzeye çıkarmamız bile bir çok art niyeti bertaraf edecektir. Cumhurbaşkanlığı modelini bu açıdan değerlendirmek geleceğimizin ve nesliğimiz faydasına olacaktır.
Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlık sistemini kişi yada parti üzerinden tartışmak, art niyete alet olmakla eş değerdir. Dindarların, Kürtlerin, Alevilerin ve azınlıkların geleceği geçmişinden daha iyi olacak. Umudumda, okuduklarımda buna işaret ediyor.
Allah’a emanet olun.