AHLAKSIZLAR ELİYLE TOPLUMU TERBİYE ETME EĞİLİMİ
Meslek etiğine aykırı söylem ve eylem, yerel basındaki dinamiklerin en çok rahatsız olduğu konuların başında geliyor.
Yanlış pratiklerden ötürü toplumsal algıya yerleşen kötü imajlı gazetecilik düşüncesi bizleri derinden yaralarken, bu yanlış pratiklerin oluşmasına zemin hazırlayanların ahlak sopasıyla bizleri dövmeye kalkması çok ayrı bir tartışma konusu.
Kabul etmek gerekir ki bizim mahallemizde de ayrık pratikler var. Bunu görmemek ayrık pratikleri yok etmeyeceği gibi gereksiz savunmalar enerji kaybına neden olacaktır.
Bir gazeteciye hak etmediği maddi destek neden verilsin ki? Düşünsel birliktelik dışında bir siyasal güç bir gazeteciyi neden kollasın ki? Bir bürokrat, sermayeder, STK yöneticileri ortak doğrular ve duygular dışında bir gazeteciyi neden öncellerki? Bizim normal vatandaştan ne farkımız var ki, işletmeler bize.... Yada hak edilmeyen bir istek neden karşlanır? Bir beklenti içinde olmakla, aynı mantıkla gazetecilik icrası aynı seviye değil midir?
Siyasal ve bürokratik güçlerin biat-angaje arzusu da ilkesellikten kayışa neden olan en güçlü müdahalelerdendir. Yanlış-yanlı müdahale, biat pratiğine sunulan katkı, rakip olarak kabul edilenlerin yıpratma hırsıyla oluşturulan gayri ahlakı birliktelikler ve gayrı ahlaki yöntemlerle terbiye metodu art niyetli kişiliklerin basın camiasına doluşmasına zemin hazırlıyor.
Örneklemek gerekirse 'Van'da attığı iftiralarla .... camiasında yarattığı olumsuz algıya rağmen, siyasal destekle .... basın birimine o kişinin yerleştirilmesi basın camiasını dizayndan öte toplumsal ahlaka meydan okuma değil imdir? Siyasal gücün toplumsal değerlerle ahlaki ilkeleri göz ardı etme hakkı var mıdır? Bu tarz olumsuz müdahaleler art niyetli psikolojilerin, gayrı ahlaki tavırlarını prime dönüştürme arzusunu da tetiklemez mi? Gayri ahlaki psikolojilerle toplumu terbiye metodu olarak kabul edilen bu yöntem basın camiasının tarumar olmasına neden olacak sosyo-psikolojik travma değilde nedir?
Dile getirilen sorunları miminize etmenin olmazsa olmazlarından belki de ilki, atılan ilk adım diye düşünüyorum. Mesleğe yada mesleki alana kazandırılacak doğru kişiler tercih edilerek meslek algısına önemli katkı sunulabilir. Argon tabirle ifade etmek gerekirse ‘Basın mahallesi yolgeçen hanı olmamalı’ dır.
Basın alanında hizmet veren ticari kurumlar hassasiyet seviyelerini yükseltmeleri gerekir. Basın kurumlarının üst çatısı konumunda olan bileşenler daha duyarlı olmak zorundalar. Van’da ‘Basın ve Gazetecilik alanında üst çatı konumunda olan ‘Van Gölü Gazeteciler Cemiyeti, Anadolu Basın Birliği, Anadolu Basın Yayın Birliği, VİMED (Van İnternet Medyası ) VANRAD-DER (Van Radyocular Derneği) yönetimleri üye kabulünde basın çalışanı kriteriyle birlikte, basın etiğine uyumu da göz önünde bulundurmalıdır. İlgili olmadığı alanla ilgili kişiliklerin bu alanda ne işi olabilir ki?
Basında hizmet veren kurumların duyarsızlığı, basın camiasında çatı görevi yüklenen birimlerin rekabetten kaynaklanan yanlış pratikleri, bürokratik ve siyasal güçlerin biat-angaje arzusu, kötüyü ödüllendirme pratiği, ggazetecilik mesleğiyle alakalı olmayan yada gazetecilik etiği sorunlu olan kişi-kişilerin alana dahil etme pratiği yaşanan sorunsallığın sürekliliğine destektir. Arzu edilen gerçek gazetecilik için bileşenlerin dürüstlüğüne ihtiyaç var. Dış müdahaleler gayrı ahlaki olunca, ahlaki zemini koruma zorlaşırken, gayrı ahlakı doluşmaları engellemekte imkansızlaşıyor.
Gazetecilik mesleğinin ahlaki zeminde devamı için, basın alanında hizmet veren kurum yetkililerinin, basınla ilintili STK yöneticilerinin, siyasal ve bürokratik erkin, sermaye derlerin, toplumsal etkinliği olan STK’ların ve etkin güçlerin ahlaki zeminde diretmeleri gerekir. Aksi, toplumsal ahlaksızlığa kayıştır.
Pasif tepki yada bana necilik pratiği, kötü örneklerin yaşam sürelerini uzatır. Dahası mı?.. Kalın sağlıcakla... | |