Sosyoloji ile az buçuk ilgilenenler ‘ideolojileri ve hedefleri farklı grupların birlikteliklerinin uzun sürmeyeceğini, ayrışmanın daha derin olacağını’ bilir.
Yerel seçimlerden kısa süre önce pürüzsüz bir şekilde kurulan millet ittifakının bu güne kadar korunamaması, derinleşen ayrışmanın gün geçtikçe belirginleşmesi ‘kaçınılmaz sondur’. Hedef ve beklenti farklılığı ayrışmayı zorunlu kılmaktadır. İyi Parti ile HDP’nin sosyal dokularını uyuşturmak mümkün olmadığı gibi, CHP ile Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin dokusal uyumu da mümkün değildir. CHP ile HDP’nin sol söyleminden başka benzeşen hiçbir tarafı olmadığı gibi ‘HDP içindeki dindarlarla, CHP içindeki ulusalcılar’ partilerinin içindeki ayrışmanın ötekileridir.
Seçim süresinin uzunluğu yerel seçimlerden önce ‘Erdoğan Düşmanlığı’ üzere kurulan ittifakın sinerjisini zamanla düşürmüş, benzemez ittifak içindeki yaşanan tartışmalarla ayrışma artırmıştır. Seçimden bu güne İyi Parti'li siyasilerin HDP’ye yönelik artarak devam eden sert eleştirileri yaşanan sürecin en önemli delili sayılabilir. CHP ile ittifakta çokta ısrar edemeyen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu partisine oy veren yaşlıları artık mobilize edememektedir. Millet ittifakında derinleşen ayrışma açık ve nettir.
Bu güne kadar Cumhurbaşkanı adaylarını hep dışarda arayan Kılıçdaroğlu, dostlarından aldığı olumlu mesajın etkisiyle olsa gerek Cumhurbaşkanlığı adaylığına odaklandığı görülmektedir. Cumhurbaşkanı olacağına inandırılan ya da inanan Kılıçdaroğlu zaman ilerledikçe ayrışan ittifakın daha çok ayrışacağını gördü. Erken seçim telaşı ve çabası kaybetme korkusundan kaynaklanmaktadır. Ayrışmanın artmasıyla kaybetme korkusu ‘erken seçimi’ dayatmasının en güçlü nedenlerindendir. İTTİFAKIN KAYBINI KORUMA ÇABASI, MİLLETTE KAYBETTİRİYORSA; KAYIP GENELDİR, KAYBEDEN HALKTIR.
Seçim süresinin uzunluğu millet ittifakında ‘Cumhurbaşkanı adayı kim olmalı-olmamalı?' 'bizim-sizin aday' 'kiminle kazanılır-kazanılmaz' 'tüm partilerden oy alabilir-alamaz' tartışmaları ‘ittifaktaki ayrışmayı’ artıracaktır. Kılıçdaroğlu’nun ısrarla adaylık arzusunu algısal pratiklerle dayatmasına rağmen Akşener’in ‘İmamoğlu’ üzerindeki ısrarı ve zamanla önerilerecek farklı adaylar ayrışmayı kesinlikle olumsuz etkileyecektir. SAĞLAM TEMELLER ÜZERİNDE KURULMAYAN MİLLET İTTİFAKININ 'ERKEN SEÇİM' TALEBİ DAHA ÇOK AYRIŞMADAN SEÇİME GİTME TELAŞINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.
Tüm olumsuzluklara rağmen tüm anketlerde en güvenilir lider 'Cumhurbaşkanı Erdoğan' en çok oy alan parti 'AK Parti' çıkıyor. “Yaşanan ekonomik sorunu kim çözer?” sorusuna verilen cevapta ‘Erdoğan’ açık ara önde gidiyorsa, muhalefetin erken seçim talebi siyasal realite ile uyuşmamakta, var olanı koruma çabası olarak değerlendirilmektedir. Şu anki erken seçim talebi ne millet için fayda nede millet ittifakı iktidara taşıma ihtimalı yoktur. Korona etkisiyle dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen, erken seçim dayatması bu süreçte halka yapılabilecek en büyük kötülüklerdendir. Tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı ekonomik bunalımın etkisini Türkiye hinterlandında artırabilecek dayatmalar, tehdit, korku, baskı, algısal operasyon, soysal ve toplumsal mühendislik faaliyetlerine destek “HALKIN GELECEĞİNE KURULAN TUZAĞA VE HALKA YAPILAN İHANETE ORTAKLIKTIR”
Başlıktaki soruya cevap verecek olursam;
Tüm olumsuzluklara rağmen şu an yapılacak seçimde Sayın Erdoğan'ın ipi gögüsleme ihtimali rakiplerine göre daha yüksek gözüküyor. Şu ana kadar yapılan tüm anketlerde Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayı olarak tahmin edilen (Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Munsar Yavaş dahil) kişilerden hiç biri Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar oy-destek alamamaktadır. Tüm anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan açık ara birinci olarak çıkmaktadır. Millet ittifakının adayı değişirse, şartlar değişebilir.
ÖNCEKİ YAZIM: SİYASETTE İHANET VE NANKÖRLÜK