Kişi üzerinde yoğunluklu araştırma yapmak ilkesel tavrıma ters olsada kentin gelecekteki selameti için daha önce Ziya Türk ile ilgili alan çalışması ve literatür taraması yaptığımı belirtmiştim. Ziya Türk Van'da gazeteci olarak bilindiği için kendisini buradan itibaren gazeteci olarak adlandıracağım.
Alanda rastladığım en büyük rahatsızlığın ‘AK Partili siyasilere tahammül edilemeyecek düzeyde iftira atan’ Ziya Türk'e verilen koruma olduğunu gördüm. ( Ak Partinin kahvaltısında oluşturulan algıyla gazeteciler galeyana getirildi. O kahvaltıda (.....) 'Burayı terk edin gazetecileri ölümle tehdit ediyorlar diye avaz avaz bağırdı. Bende oradaydım. Ak Parti Muradiye İlçe Başkanı İbrahim Vanlı Ziya Türk'ü ölümle tehdit etmedi. Duymadım ben. ...... o gün yaptığı tamamen ajitasyondu. Sonradan bir çok gazetecinin, gazeteci refleksiyle hareket ettiklerini sonradan pişman olduklarını duydum. Vanlı'nın ölümle tehdit etti iddasından sonra koruma verildiği iddia ediliyor) Ziya Türk'e koruma verilmesinin ultra rahatsızlığa neden olduğunu ve bir çok siyaside şok etkisi yarattığına duydum. Ak Partili siyasilere tahammülü zor iftiraların atıldığı dönemde koruma verilmesine dikkat çekiliyor. Gazeteci Ziya'ya koruma verilme olayını daha sonraki günlerde detaylı bir şekilde sizlerle paylaşacağım.
Darbeden önceki yazılarında Ak Parti ile daha uyumlu görülen Gazeteci Ziya, fetö'nün devletin operasyonlarını sulandırmaya çalıştığı zamanlara denk gelen yazılarında, AK Partili siyasilere ve Ak Parti hükümetinin önemsediği bürokratlara bazı yazılarında tahammülü zor, akıl almaz iftiralarla yıpratma çabasını gördüm. Gazeteci Ziya Türk’ün hain darbe girişiminden sonraki yazılarında sertleşme hatta Sayın Cumhurbaşkanının PKK’ya alan açtığına dair algısal yazısına rastladım. Tamda Fetö'nün operasyonları sulandırmak için suçsuzlar-mazlumlar içeri alındı, siyasilere dokunulmadı algısını yaygılaştırma çalıştığı döneme denk gelmesi dikkatimi çekti.
Sözü fazla uzatmadan, bölgede ve Van’da yaşamın zorlu olduğu günlerde HDP’nin ve örgütün hoşnut olduğu bir dernekte ‘Başkan Yardımcılığı’ yapan ayrıca Ak Partili kadınlara ahlaksız teklifte bulunduğu yazılan, bir gazetede sigortalı çalışmasına rağmen bizi 'Kamu Personeli' yalanına sığınarak şikayet eden Ziya Türk’ün ‘Van’dan Pensilvanya’ya kimler neden gitti?’ başlıklı yazısında;
1- Ziya Türk’ün 2010- 2011 (tarihen dikkat) yılında ABD’de düzenlenen ‘2 ve 3’üncü Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali’ne (bir çok ilin katılımı var) Van’dan katılan siyasi ve bürokratları yedi yıl sonra 2018 ( Fetö'nün mazlumlar içeri alındı, siyasilere dokunulmadı algısını yaydığı dönem ve BAŞKANLIK SİSTEMİNİN OYLANACAĞI ZAMANLARDA VE DEVAMINDA ) yılında suçlayıcı tarzda yazması, FETÖ’nün hain ilan edildiği zamanı yok sayması çok manidardır. Darbeden önce gündem olmayan, 2010-2011 yıllarında yapılmış bir organizasyonun darbeden sonra bazı siyasileri ve bürokratları suçlamak için kullanılması FETÖ’nün ve Türkiye düşmanlarının isteyerek ve bilerek yaptığı FETÖ operasyonlarını sulandırma operasyonuna benzemektedir. FETÖ’nün ihanet öncesi ve ihanet sonrasını bütünleştirmek hiçbir vatanseverin hele hele Ak Partilinin psikolojisi değildir.
2- Gazeteci Ziya'nın, Van’dan ABD’de düzenlenen ‘2 ve 3’üncü Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali’ne katılan bürokrat ve siyasileri FETÖ sözde lideri Gülen’i ziyaret etmedikleri halde, ziyaret etmiş gibi bir algı oluşturma çabası, FETÖ’cü olarak suçlaması ‘FETÖ’cü siyasilere dokunulmadı, sıradan insanlar içeri atıldı’ algısına katkı olarak görülmektedir.
2- 2018 yılında yazılan bu yazıyla Erdoğanlı Hükümetlerin en başarılı Valilerinden Münir Karaloğlu, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, Cumhurbaşkanı Danışmanı Gülşen Orhan ve dört dönem Ak Partide milletvekilliği yapan Burhan Kayatürk hakkında FETÖ’cüdürler algısal iftirası aynı zamanda ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan bazı FETÖ’cü siyasi ve bürokratlara hiç dokunmadı ve onlarla çalışmaya devam ediyor’ suçlamasına eş değer yaklaşımdır.
Gazeteci Ziya'nın (Mayıs 2018’de yazdığı) yazdığı ‘Van’dan Pensilvanya’ya kimler neden gitti?’ başlıklı yazısında diyor ki: 2010 ve 2011 (tarihe dikkat) yıllarında Amerika’nın California Eyaleti’nin Los Angeles şehrinde, FETÖ kuruluşu olan Pasifika Enstitüsü tarafından o yıllarda yeni düzenlenmeye başlayan, 2. ve 3. Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali’ne Van neden katıldı? (Organizasyona bir çok ilin valileri ve vekilleri katılmış)
(……) Pensilvaya’da yaşayan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e yapılan ziyaretlerin üzerini örtmek miydi? Bir başka ifade ile festival bahane, FETÖ elebaşını ziyaret şahane miydi? (Böyle bir ziyaret yok)
Dönemin Van Valisi Münir Karaloğlu organizesiyle yine dönemin Van Milletvekilleri Gülşen Orhan, Burhan Kayatürk, Fatih Çiftçi ve Mustafa Bilici FETÖ elebaşını ziyarete gitti mi? Burhan Kayatürk ve Fatih Çiftçi eşlerini de götürdü mü? (Eşi yurt dışına hiç çıkmamış vekiller var)
Gülşen Orhan FETÖ’nün kasası durumunda olan, daha sonra firar eden Akın İpek’in evine gidip annesini ziyaret etti mi? Ettiyse neden? (Vurgu, etki ajanlığı yöntemine benzemektedir)
(……) FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e inandıkları için mi, kosa bürokrasi ve siyasetteki yerlerini sağlamlaştırmak, makamlarını yükseltmek için destek almak üzere mi ziyaret etti?
24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak olan seçimlerde Millatvekili Adayı veya 2019 yılında yapılacak olan yerel yönetimler seçimlerinde, Van Büyükşehir Belediye Başkan Adayı için güç ve destek almak, ziyaret ettiğiniz başka yapılar oldu mu, yada olacak mı? (FETÖ hala güçlüdür algısına vurgu)
VE ZİYA TÜRK NOKTAYI BAKIN NASIL KOYMUŞ:
“Ziya Bey, Van’dan milletvekili aday adaylığı için müracaat edenlerin içinden isimlerini yazdıkların dışında PKK/KCK ve siyasi kanadıyla, ya da FETÖ/PYD ile irtibatlı ve iltisaklı başka kişiler yok mu?
Yazıda hangi isimler var diye baktığımızda, Van Valisi Münir Karaloğlu, Gülşen Orhan, Burhan Kayatürk, Fatih Çiftçi ve Mustafa Bilici dışında isim yok. Van'da ki gazeteci Ziya Türk bu isimleri hem FETÖ’cülükle itham ederken aynı zaman bu isimler arasında bir kısmını da PKK’lılıkla suçlayacak iftirayı basıyor. 'Bu tarz iftiraları kim atar? Bu iftiralar kimin işine yarar?' diye sormaya gerek var mı? Ak Partili yada hükümetin psikolojik algısında bütünleşen vatanseverler böyle bir yaklaşımı paylaşırlar mı?
Bu yazıda, aslında Sayın Erdoğan, ‘FETÖ’cülerle ve PKK’lılarla çalışıyor’ gibi etki ajanlığı ve algısal provokatörlük gözüküyor dersem abartmış mı olurum?
Ve, birkaç soruyla devam edecek olursak;
1- 2010 - 2011 yılında ABD’de düzenlenen 2. ve 3. Anadolu Kültürleri ve Yemek Festivali’ üzerinden oluşturulan algısal yorumlarla FETÖ’cü algısı oluşturmaya çalışmak, etki ajanlığı ve algı provokatörlüğü yöntemine benzemiyor mu?
2- Herhangi bir vatansever ya da Ak Parti gönüldaşı 2010 - 2011 yılında ABD’de düzenlenen uluslararası bir organizasyon üzerinden böyle bir suçlamaya yönelir mi?
3- Bu tarz algısal suçlama yöntemi FETÖ ve Türkiye karşıtlarının yöntemine mi yoksa AK Partililerin ya da vatanseverlerin tarzına mı benziyor?
4- Bu tarz algısal iftirayla, ‘AK Parti bazı FETÖ’cü siyasilere dokunmadı’ gibi bir algı işlenmiyor mu?
5- Bu tarz algısal iftirayla, ‘Ak Parti bazı FETÖ’cü bürokratlara dokunmadı’ gibi bir algı işlenmiyor mu?
5- Bu tarz algısal iftirayla, ‘Ak Parti bazı FETÖ’cüleri koruma altına almış’ gibi bir algı işlenmiyor mu?
6- Bu tarz algısal iftirayla, ‘İstihbarat birimleri ve yetkilileri’ sorumluluğunu yerine getirmiyor gibi bir algı işlenmiyor mu?
7-Bu tarz algısal iftirayla, ‘Ak Parti ve devletin önemli birimleri’ sorumluluklarını tam olarak yerine getirmiyor gibi bir algı işlenmiyor mu?
VAN'DA KURULACAK TV'DE FETÖ SERMAYESİ VAR MI?
ÖNCEKİ YAZIM: VAN TSO'YA NASIL BİR BAŞKAN