30 Kasım 2021
Siyasette İhanet ve Nankörlük

Mithat Cemal Kutay’ın: “Ölüm kadar hudutsuz olan şey, aşkın şehveti değildir, kinin şehvetidir ve bilhassa siyasi kinin”[1]  tespiti yaklaşık 150 yıl önce yapılmış olsa da, tamda bu gün siyasada yaşananları özetler gibi duruyor karşımızda.

 

Şon yıllarda Kovid 19’ün neden olduğu ekonomik kayıp tüm dünyanın ekonomik dengesini etkilediği gibi Türkiye’nin ekonomisini derinden etkilemese de teğet geçmemiştir. Korona virüsün neden olduğu ekonomik baskının yanı sıra yükselen Türkiye’ye 'Siyonizmin öncülük ettiği küresel sermayenin'  saldırıları göz ardı edilmeyecek kadar sarihtir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  Türkiye’nin Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ açıklamasının ardından, başta Hüseyin Çelik olmak üzere birçok siyasinin ‘Dış Güçler Savsatasından Kurtulun yorumu reel değildir. ‘Siyonizm’in, Küresel Sermayenin ve Emperyalizmin’ var oluş gayesi olabildiğince almak, sömürmek obezleşmektir.  Atlantik,siyonizm ve dünyaya hakim olmak isteyen ötekilerin şu anki ekonomik ahlaki ‘Makyavelistir'.  Sömürü, baskı ve bağımlı hale getirmek bunlar için vaz geçilmez hedeflerdir. İnsan eksenli, merhameti öncelleyen ve  birlikte büyümeyi ilkesel olarak benimseyen  Türkiye onlar için tehlikedir. Sadece Fransa’nın her yıl 500 milyar dolar sömürge parası aldığı Afrika kıtası ülkeleri,  Erdoğanlı Türkiye’nin birlikte kazanalım teklifiyle ilk kez karşılaşmaktadırlar. Libya'da, Suriye'de, Irak'ta, Afganistanda ve tüm dünyada verdiklerini savaşın en önemli nedeni ekonomidir.  Sömürgelerine çomak sokan ve ekonomik gücü artan Türkiye bunlar için tehdittir ve Türkiye daha fazla büyümemelidir. 

 

Şu anki ideolojik ve öfke  muhalefetinin pratiklerini Kutay’ın tespitinin perspektifiyle değerlendirdiğimizde karşımıza hiçte tahammül edilmeyecek bilgi kirliliği ve kin çıkıyor. Halk Bankası, Rahip (casus) Andrew Brunson,  Riza Zarrab operasyonlarında Türkiye’ye açılan ekonomik savaş çok net ortadayken, Atlantik’in yükselen güçlere yönelik sürdürdüğü ekonomik baskıyı ve savaşı görmezden gelmek siyasi kinden başka bir şeyle açıklamaz. İlgisizler ve cahillerin hatalı yorum ve değerlendirmeleri kabul edilebilir olsa da, bireysel kin ve siyasi muhalefetten kaynaklanan intikam yüklü yorumlar kabul edilemez. Bu tarz değerlendirme ve yorumlar ülke ekonomisine ve algısal geleceğine zarar verdiği için  bu grupların söylem ve pratikleri ‘ihanettir.’ Kin ve öfkenin etkisiyle ifade ve pratiklerin ‘hainleşmesi’ toplum tarafından kabul edilemiyeceği gibi; bu pratik ve söylemin en doğru tarifi ise 'hain' kavramıdır.  

 

Mavi Vatan kavramının şu anki en önemli tanımıdan biri de ‘ekonomik kazançtır’  Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklı olarak faydalanmak istediği enerjiye karşılık ABD’nin öncülüğünde İsrail, Fransa ve bazı devletlerin Yunanistan’a yönelik destekleri Türkiye ekonomisine açılan bir savaşa verilen destek değil de nedir? S 400 üzerinden koparılan fırtınan arkasındaki ekonomik baskılar, Kavala için oluşturulan algısal operaslar birer ekonomik saldırı yöntemi değil de nedir?

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye Ekonomik Kurtuluş Savaşı veriyor’ açıklamasının-değerlendirmesinin anlaşılabilir bir karşılığı varken; dış güçlerin bir saldırısı yoktur değerlendirmesi ve yorumunun hiçbir reel karşılığı yoktur.  Kin, öfke ve iktidar hırsıyla yapılan değerlendirmeler ‘emperyalizmin’ ‘küresel sermayenin’ ‘yahudi lobisinin’ sömürgeci perspektifine açıktan destektir. İnsanlığa ve ülkeye ihanettir. 

 

 

[1] Mithat Cemal Kuntay. ‘Sarıklı İhtilalci Ali Suavi’. Oğlak Yayıncılık. S,75.

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi