Küresel güçlerin Cumhurbaşkanı adayı ‘İmamoğlu’dur toplumsal algısını görmemek, görmezlikten gelmek, kabul etmemek, şu ana kadar İmamoğlu'na yapılan ve İmamoğlu'nun yaptığı ziyaretleri normalleştirmek, eylem ve pratiklerini belediye başkanı pratikleridir gibi zorlama yorumlara inanmak-inandırmak ‘deve kuşu sendromu’dur.
‘Deve Kuşu Sendromu’nun en büyük mağduru CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gözüksede, bu sendromun kaybedeni daha fazladır. Beklentilerini içinde dölleyerek zamana bırakan ‘cumhurbaşkanı olabilirim diye umutlananlar’ bir kaç kişiden daha fazladır. Cumhurbaşkanı olma umudunu taşıyan 'çok kişi' küresel güçlerin İmamoğlu yaklaşımından rahatsızlar, muhtemelen İmamoğlu’nun adaylığını desteklemeyeceklerdir. 'Ene'de bunu gerektirir.
Yüksek perdeden iddia ediyorum, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Mustafa Sarıgül, Muharrem İnce, Mansur Yavaş, Melih Bulu hatta Kemal Kılıçdaroğlu 'İmamoğlu küresel güçlerin desketlediği cumhurbaşkanı adayıdır' algısını içselleştirmemişlerdir. Adaylık söz konusu olduğunda bu isimler çokta hoşnut olmayacaklardır. İmamoğlu aday olması durumunda HDP'de çantada keklik değildir. Akşener'de İyi Partilileri topyekün ikna edemiyecektir. Bu dönemde kullanılacak 'dil' ve 'yaklaşım' oldukça önemlidir. Dil sertleşir kutuplaşma artarsa birleşim daha gönüllü ve rahat olur. Toplumsal algı İmamnoğlu'nun lehine döner.
Yazının başlığındaki soruya gelecek olursak;
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in manevi oğlu İstanbul’un ikinci Fatih Sultan Mehmet’i İmamoğlu’nu HDP’liler destekler mi?’
HDP'ye en büyük hakareti yapan, ittifaktan dışlayan siyasi parti hangisi?
İyi Parti.
İmamoğlu'nu en çok isteyen ve destekleyen siyasi parti lideri kim?
İyi Parti lideri Akşener.
15 Temmuz hain darbe girişiminden kısa süre önce ''Ben Başbakan olucam" ''Yurtta Sulh Cihanda Sulh'' diyen Akşener'i en çok destekleyen küresel güç kim?
Apo'yu yakalayıp Türkiye'ye teslim edenler.
Seçmen davranışıyla ilgili hiçbir bilgim olmadığından İstanbul ve büyükşehirler için yapacağım yorum doğru olmayacaktır. Ak Parti il yönetimleri, Van özelinde bölge illerinde iyi bir çalışma yürütürse HDP’li seçmenin İmamoğlu’na destek oranı kesinlikle %60’larin üstüne çıkmayacağını söyleyebilirim. Gerçek tavezu, halkla samimi diyaloğ, gönülden yaklaşım bir çok seçmenin davranışını etkileyecektir. Bu arada, HDP’nin, İmamoğlu’nu desteklememe kararı alma ihtimalide göz ardı edilmemelidir.
HDP MİLLETVEKİLİNİN İSLAM'A HAKARETİ
HDP milletvekili Oya Ersoy’un bizi 1500 öncesine götüremezsiniz açıklaması, İslam’a hakarettir. Halkın çoğunluğu Müslüman bir toplumda bu tavır ‘had’ aşımıdır.
Sloganık konuşmalarının içeriği 'terbiye ve görgü sınırlarından oldukça altında seyreden' kültürel değerlerle değerlendirildiğinde sıfır oy bile almakta zorlanacak, Kürt toplumunun asgari değerlerinden yoksun, Erdoğanfobist, toplumsal ayrışmayı derinleştirecek konuşmalarıyla hatırladığım HDP milletvekili Oya Ersoy’un 'İslam düşmanlığını’ aratmayacak bir şekilde “bizi 1500 yıl öncesine götüremezseniz” açıklaması;
Siyasal komünizimse, o siyasal komünizm yerin dibine batsın.
Siyasal Kürtçülükse, o siyasal Kürtçülük yerin dibine batsın.
Siyasal devrimcilikse, o siyasal devrimcilik yerin dibine batsın
HDP Milletvekili Oya Ersoy ve Ersoy gibilerinin kendilerince ' İslam’ı küçültücü açıklamaları sadece kendi çaplarına işaret eder' değerlendirmelerini önemsiyorum. Ersoy'un, ergenlerin slogan içerikli konuşmalarıyla benzeşen değerlendirmeleri İslami MUKADDES DEĞERLERİN gölgesine bile erişemez.
HDP’NİN DİNDARLARIYLA HDP’NİN İSLAM DÜŞMANLARI
HDP içindeki dindarlarıyla, İslam karşıtlarının çatışması kaçınılmazdır. HDP’yi örgütleyen siyasi teorisyenlerinin toplumun tüm kesimlerini bir arada tutma projesi iç çatışmaları derinleştirecektir.
PKK’nın daha çok bölge illerinde Hizbullahla çatışmasından sonra kapılarını İslam’a açması, aynı sosyolojik tabana sahip siyasi partilerde de görülmeye başladı. Son yıllarda komünizmi ideoloji olarak belirleyen partiler ve örgütler dahil edilmiş, daha sonra ibneler, lezbiyenler ve erkek erkeğe evlenenler HDP’ye eklemlenmişti.
Nihai hedefi özerk bir yönetim olan aynı sosyolojik tabana sahip bu iki hareket içindeki farklı tonlardan ‘ibnelerin, lezbiyenlerin, erkek erkeğe evlenmeyi savunanların, din düşmanlarının, Alevilerin, komünistlerin, gelenekçi Kürt milliyetçilerinin, Kürt milliyetçiliğine uygun din oluşturmaya çalışanların, dindarların, Zerdüştlerin, Kürt toplumda Hristiyanlığı artırmaya çalışan misyonerlerin bir arada tutulması mümkün değildir. Çatışma ve ayrışma kaçınılmazdır, yaşanacaktır.
ÖNCEKİ YAZIM: NE GENÇLER ÖLSÜN NE DE SİYASA KAZANSIN