Van mitingi BİLİNEN BİR GERÇEĞİ bir kez daha göstermiş oldu. Van mitingi ile bilinen gerçeği bir kez daha tekrarlayacak olursak ‘Ak Partinin bir lideri birde sahibi olduğuna şahit olduk. En rafine haliyle aktarmam gerekirse ‘Başkan Erdoğan lider, halkta bu partinin sahibidir.’ Her türlü zorluğa rağmen bu kalabalıktan ders çıkarmaya çalışmayan muhalefetin keyfine bağlıyken; Ak Partinin Van’da her konumda bulunan siyasileri bu mitingden ders çıkarmak ve duygularını, pratiklerini güncellenmek zorundalar.
Halk 20 yıldır destek verdiği partisini iktidara taşıyorsa, 15 Temmuz gibi hain darbe girişiminde sokağa çıkıyorsa, yapılan anketlerde seçmen bunların tamamına yakınını Başkan Erdoğan için yaptığını ifade ediyorsa, Van mitingini Lider ve Ev sahipleri dışında kalan hizmet için görev talep etmiş-görevlendirilmiş siyasilerin çok iyi okuması gerekir. Dünyada yaşanan ekonomik kriz ve Türkiye’ye yapılan özel saldırılardan ötürü yaşanan ekonomik baskıya rağmen on binler Van’da Erdoğan’ı karşılarken bir çuval Türk Bayrağını alıp iki çuval AK Parti bayrağına aynı ilgiyi göstermiyorsa, nedenini araştırmak gerekmez mi?
Bu görüntüyü üsten geçerek yazıma devam edecek olursam, Katılımcıların çoğunluğu Türk bayrağını eline alıp; Ak Parti bayrağını almaktan imtina ediyorsa, siyasiler toplumdan uzaklaşıyor gibi iddia sapihlerini yok etmeye çalışmak yerine nezaketen de olsa dinlenmesi gerekmez mi?
HALK ERDOĞAN'IN YANINDAKİ KONUMUNU KORUYOR OLSA BİLE, AK PARTİ'DEN UZAKLAŞIYOR. Van’da yaptığımız çalışmalarda AK Partiliyim diyenlerin sayısı düşerken, 'Oyumu Erdoğan’a veriyorum’ gibi bir sonuç çıkıyorsa, üçüncü bir gözün ciddiye alınması ve dinlenmesi gerekir. AK Partinin halkın partisi olduğunu, AK Parti binalarının halkın partisinin merkezi olduğunu, hizmet için AK Partide görev alanların partinin gerçek sahiplerine yönelik tavrılarını ve pratiklerini bir kez daha gözden geçirmelidir. Van merkezli her konumda yer alan siyasilerin kendini az biraz daha sorgulamalıdır. Lideri ve partinin sahibine karşı sorumluluğunu yetiren getirmek zorundadır. Bir iş yerinde çırak ve işçi ne ise, Ak Parti’nin her konumdaki siyasetçisi de aynıdır. Partinin lideri Başkan Erdoğan tevazuuyla ‘halka hizmet için varız’ derken, ara hizmet elemanları kimseye tepeden bakmamalı, cevap vermekten kaçınmamalı, liderden daha fazla ‘hak sahibiymiş’ gibi psikolojiye bürünmemelidir.
Van özelinde kısa süre önce yapılan çalışmalarda Erdoğan’sız AK Partiye oy verimisiniz sorusuna verilen cevap %1 civarında çıkıyorsa, Lider ve Ev sahipleri dışında kalan ‘hizmet için talip olanlar’ Başkan Erdoğan’ın deyimiyle ‘Halka hizmetkarlar’ halkın tavsiye ve eleştirilere kulak kabartmalılar. Hiç kimsenin kendisine biat etmeyen Ak Parti gönüllülerini, kendisine biat eden diğer partisizlere tercih hakkı olmadığı gibi bulunduğu konum itibariyle Lider ve Ev sahibi arasında kendisine konfor biçme hakkı da yoktur. Bu halkın çoğunluğu Erdoğan için oy veriyorsa, Erdoğan'ın oyuyla yer bulanlar; buldukları yerin kendilerinden olmadğını bilmelidir. Sayın Gül, Davutoğlu, Babacan ve vb. Ak Partinin en ağır isimlerinden olmalarına rağmen bu günkü halleri 'ÖRNEK OLMALIDIR.' ERDOĞAN YOKSA, OLAMAYACAKLARIN TEVAZU VE HİZMET ZORUNLULUĞU VARDIR. AK PARTİYE YÜZÜNÜ DÖNENE SIRTINI DÖNME, İTME, RED ETME, KÜSTÜRME, HAKKI YOKTUR. ALLAH'IM CANIMDAN AL ERDOĞAN'A VER DİYEN BİR AMCANIN DEĞİMİYLE "KİMDE BU YÜKÜ ÇEKECEK, DAVAYA SIRT VERECEK TEVAZUSU YOKSA ÇEKER GİDER, HEPSİ O KADAR."
Van’da Başkan Erdoğan’ının mitingine katılımı farklı alanlara çekmeye çalışan muhalif partiler olsa da “ÇOK AÇIK, NET VE EN RAFİNE HALİYLE ŞUNU SÖYLEYEBİLİRİM, MİTİNGE KATILAN VE YOLLARDA BAŞKAN ERDOĞAN'A EL SALLAYANLARIN %99’U ERDOĞAN SEVGİSİ İÇİN ORADAYDI. %1’DE ÖZEL ÇABA DİYELİM.
Muhalefetin Erdoğan'ın mitingine katılanlar zoraki getirildiler yorumu halkın tevazusuna hakaret, bireysel tercihine saygısızlıktır.