VAN’DAKİ 20 000 KİŞİNİN HAKKINI KORUMAK VAN'IN GELECEĞİNİ KORUMAKTIR
Müsebbibi olduklarımızın misliyle karşılaşacağımız gerçekliğini hatırdan çıkardığımızdan olsa gerek hak gaspında çok cesur davranıyoruz.
Rahmanın yaratımında ki adalet ve denge, kişi ya da toplumların neden olduğu haksızlığın hesabını hesapsız bırakmadığını biliyoruz. Sıkıntılarımızı artırabileceğine iman ettiğimiz halde, unutkanlığımızdan olsa gerek küçük çaplı ihtirasların neden olduğu büyük kayıplarda ısrar ediyoruz.
Neden olunan etkinin, tepkinin şiddetini belirlemesi ‘Sünnetullah’ gereğidir. Hak ve söylem gaspına neden olanların aynı akıbetle imtihan oluşları ya da hesaba tutuluşları yaşanılan-kabul edilen gerçekliktir. Tarihsel tekerrürün tekrarı bu gerçekliğin unutulmasından ötürü aralıklarla devam etmektedir. Sembolleşen karakterlerin tarihsel iz düşümdeki benzerlerinin belirginliği bundandır.
Toplumlarında müsebbibi olduklarının bedeliyle imtihan olması ‘İlahi Adalet’tir. Toplumların sebep oldukları haksızlıkla imtihanı, toplumsal kaderin de tayinidir. Toplumsal kaderin tayininde, toplumsal düşünüz ve eylemlerinin etkileri vardır. Haksızlıklara geçit veren, adalete isyan eden, hak gaspına göz yuman toplumlarla, Rahmanın adaletine uygun davranan toplumların yaşam seyri birbirinden çok farklıdır.
‘Kişi zulmettiği kadar, yaptığı haksızlık kadar, yediği hak kadar, attığı iftira kadar bedel öder’ düşüncesi inancımız gereğiyse, kaderimizin refah düzeyinin belirlenmesinde pratiklerimizin ve söylemlerimizin etkisini de kabul etmemiz gerekir. Peygamber (as) ‘Ayağınız taşa değerse kendinizdendir.’ uyarısı yaşayacağımız kaderin, yaptıklarımızın iz düşümünün hatırlatılmasıdır.
Toplumsal dizaynda rol ve görev üstlenenler, kaderlerinin çizimine etki edecek pratiklerine dikkat etmeleri kendi lehlerinedir. Müdahil olunan her türlü söylem ve pratiğin karşılıksız kalmayacağı gerçekliği kabulümüzdür. Bireysel hesaplar uğruna neden olduğumuz haksızlıklar, yaşayacağımız kaderin dünyevi ve uhrevi refah seviyesini düşüreceği için bunlardan vaz geçerek adalete uygun eyleme ve doğru söyleme yönelmek faydamıza olacaktır.
Hak ve adalet gözetilmeden belli nedenlerle birilerini bir yerlere yerleştirirken, birilerine de parada kazandırabiliriz. Birileri işe yerleşsin, birileri para kazansın diye, yada bizde üç beş kuruş kazanalım, çerçevemizi genişletelim düşüncesiyle ‘Allah’ın Adalet’iyle zıtlaşarak kaderimizin zorluklarını artırmaya gerek var mı? Sırf birileri iş sahibi olsun yada birileri para kazansın diye Allah’ın Adaletine baş kaldırmak, başkaları için zorlu kadere yönelmek en büyük kayıptır.
Siyasal erkin ve güç sahiplerinin bir kere daha düşünmesi, toplumsal refahın seviyesinin yükselmesine katkı sunarken, bireysel kaderlerini de zorluklardan ve ateşten koruyacaktır. Siyasal erk ve güç sahipleri, toplumsal refahında, cinnetin de müsebbibi olabilirler. Sebep olunanın aynı zamanda kendi kaderleri olabileceği de unutulmamalıdır. Hayırla ve duayla yaşayın.
NOT: ‘Van özelinde20 000 kişinin müracaat ettiği bir işte 700 kişinin her ne sebepten olursa olsun ayrı tutulması 19 300 kişinin hak kaybıdır. 19300 kişinin bedduasıdır. Değerlere saygı korunarak toplumsal fitnenin önüne geçilmelidir. Bizce adilane ön elemeden sonra yapılacak ‘Kura’ en doğru çözümdür.
DİP NOT: Organizeli bir şekile Van'dan gidenlerin Ankara'da kapalı zannetikleri kapılar ardında benim hakkımda PKK'lıdır iftirasını atanları, bu iftira zeminini hazırlayanları Allah'ın Adaletine havale ediyorum.