05 Nisan 2018
VAN'DAKİ AK PARTİLİLERİ BİRBİRİNE DÜŞÜRMEK KİMİN İŞİNE YARIYORSA?
İçeriği oldukça agresif kelime ve cümleleri içeren bir yazı yazmayı planlamıştım. Saygı duyduğum bir büyüğümün ve ağabeyim Celal Geçken'in haklı tavsiyelerinden sonra yazacağım kelime ve cümlelerimi daha özenle yazmaya dikkat ettim.

Şu anki konjonktürün ve içinden geçtiğimiz sürecin hassasiyetinin farkında olan saygı duyduğum büyüklerim, yaşanan ve yaşatılmak istenen zararları minimize etmek ve ateş körüklüyücülerine fırsat vermemek için  'Sabırlı ve Toparlayıcı Olmak Zorudayız' cümlesi duygusal tepkime engel oldu diyebilirm. 

 

Velhasıl, aynı renk tonuyla hayatı yorumladığım meslektaşlarımla polemik yaşamamaya, yazılarını halka açık mecralarda yorumlamamaya dikkat ederdim. Van özelinde yeni sorunlara neden olacak yaklaşımların ve fikri çarpıtmaların yaşatacağı sıkıntıya da göz ardı etmezdim. 

 

Ziya Türk'ün son yazısının karşıt mahallelerde sevince ve mutluluğa bizim mahallede çok ciddi rahatsızlıklara neden olduğuna şahit olanlardanım. Yazının zamansız, yersiz, gereksiz ve bazı doğrularla bir çok mesnetsiz iddianın ters yüz edildiği bir yazı olarak değerlendiriliyor. Bu yazının kime fayda sağlayacağını bilmem, Van özelinde Ak Partiye faydadan çok zarar vereceğinden eminim. 

 

Sayın Ziya Türk, en son yazını hangi saiklerle yazdığını bilmiyorum. Yazını birkaç kere okudum. Neden yüzlerce  kişiyi zan altında bıraktığını hala anlamış  değilim. Aralarda 2019 Türkiyesini hatırlatıyorsun ama bu yazının 2019 Türkiye'sinde Ak Partiye hiç bir katkısı yok ki. Hatta Van özelinde daha korinik sorunlara neden olacak ve ayrışmayı derinleştirecek haksızlıklar var.  

 

Ziya Bey toplumdaki rahatsızlık, yazdıklarının önemli bir kısmının doğru olmamasından ziyade, uyandırılan fitnenin 2019 Türkiyesinde Ak Partiye daha fazla zarar vereceği endişesinden kaynaklanıyor. Kendilerine haksızlık yaptıkların kendilerine yapıtığın haksızlıktan ziyade parti içinde yeni fitne zemininin oluşmasından endişeliler. 

 

Sözü çok fazla uzatmadan bence helallik dilemeni gerektirecek birkaç iddianı alıntıladım...

1—Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi, Cumhurbaşkanı Danışmanı Gülşen Orhan, Başbakan Danışmanı Adnan İnanç'ı örgütlü bir grup gibi yazmışsın ya Allah biliyor ki, bu iddian doğru değil.  Üç ismi yakından tanır ve takip ederim. Üç isminde yoğun işlerinden ötürü birkaç ayda bir, bir organizasyonda belki bir araya gelebildiklerini biliyorum.

 

2—Kayseri’de kendini patlatan canlı bombanın akrabası diye ima ettiğin aynı soy isimli ilçe başkanıyla o bombacının bir akrabalık bağı yoktur.  İlçe başkanıyla o kişinin soy isim benzerliğinden başka yakınlıkları yoktur. Çok büyük bir vebaldir.

 

3—Bildiğin gibi Sayın Fatih Çiftçi’ye yakın insanlardan biriyim. Kendisiyle yıllardan beri tanışıklığım var. Fatih Çiftçi’yi  Van’da TESK ve TOBB’a bağlı odalarda  terör örgütleri ile irtibatı ve iltisaklı kişileri korumakla itham etmen bence sabah namazından sonra iyi bir tövbeyi gerektiriyor.  16 yıldır takip ettiğim ve yakıdan tanıdığım Sayın Çitçi’nin böyle bir şeye asla ve asla yönelmeyeceğini en iyi bilenlerdenim. Bu iddian aynı zamanda Van’da görevli güvenlik bürokrasisini, kenti yöneten valileri, istihbarat birimlerini ve yargıyı zan altında bırakmaktadır.  

 

4--Sayın Çiftçi’yi kast ederek: ‘Kim kimi destekliyor veya kullanıyor merak ediyorum. Körler sağırlar bir birini ağırlar misali.’  cümlen sence de yakışık bir cümle midir? Kısa süre önce kendisiyle ısrarla görüşmek istediğin dönemde Sayın Çİftçi ile ilgili  taltif edici cümleleri onlarca kişi sizden duymuştur. Yaptığı hizmetleri, kent için yaptıklarını, ne kadar vatansever ve onurlu bir duruşa sahip bir kişidir söylemlerinden  bu güne çokta uzun zaman geçmedi.  Ziya bey ne oldu?

 

5—Başbakan Danışmanı Adnan İnanç ve Gümrük Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftçi’nin VAN TSO seçimlerinde hiç kimseye çalışmadıklarını çok net söyleyebilirim. Bu insanların görevlerinin yoğunluğu itibariyle VAN TSO seçimlerine vakit ayıramaycaklarını bilmen gerekir. 

 

6---Van Milletvekili  Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk’ün  Naif Yaşar’la oturup Ak Parti içinde bir karışıklık çıkarmak gibi bir plana girişmeleri mümkün olabilir mi? Sayın Atalay iyi bir devlet adamıdır.  Bu iddian ayakları yere basan bir iddia değildir.   

 

7—Beni birkaç kere yazdığı yazılarla PKK’nın hedefi haline getiren Naif Yaşar’ın eşini kurtarmak için çaba harcamasını ulaşabildiği herkesle diyaloğa geçmesini insanı bir refleks olarak kabul ediyor, bununda yazı konusu edilmesini doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.

 

8—“Sayın Cumhurbaşkanım, ufku ve mefkuresi yerlerde sürünen, hesabı bu kadar basit olanlarla, sizin vizyon olarak ortaya koyduğunuz büyük işler yapılabilir mi?” cümlenizle yaptığınız suçlamada Cumhurbaşkanı Danışmanı Gülşen Orhan'da, Başbakan danışmanı Adnan İnanç'ı da işaret ediyorsunuz. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık danışmanlığı öyle yol geçen hanı mıdır? Yani Başbakanlık Adnan İnanç'ı, Cumhurbaşkanlığı Gülşen Orhan'ın alırken sizin kadar hassas davramadı mı demek istiyorsunuz?. Danışmanınlarıda dahil ederek ihanete varacak boyutta ağır hakaret ve suçlama aynı zamanda kişiyi kendisine danışman yapan Sayın Cumhurbaşkanına ve Başbakana da dolaylı hakaret değil midir? 

 

9—“Naif Yaşar, milletvekillerinin belden aşağı vurduğumuzu iddia ettiği yerlerini kontrol mü etti ki yıpranmış olduğunu söylüyor? Bak şimdi merak ettim, yıprandığını söylediği yerleri pansuman da etti mi acaba?” bu cümle toplumsal etikle uyuşan bir cümle midir?

 

10—“Beşir Atalay ve Burhan Kayatürk’ün otel odasında Naif Yaşar ile yaptığı o görüşmeden sonra yapılan AK Parti İlçe Kongrelerinde, atananlar ile aday olanlar arasında kıyasıya çekişme yaşandı. Çekişme yaşanan ilçelerde AK Parti teşkilatları ve tabanı ikiye bölündü.” diyerek  başta üç merkez ilçe ve diğer birkaç ilçe başkanının yönlendirilebilir-kullanılabilir imasında bulunman o insanlara hakaret değil midir?.  

 

11-- Liderlik ve değişim ruhunu taşımayan, kişisel menfaat odaklı bu mutlu azınlık, AK Parti misyonunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Vizyonunu temsil edecek bir aday ile yola çıkıp, onu desteklemek yerine, uydu olmayı, birilerinin peşinden sürüklenmeyi marifet sayıp, bir birleri ile temsili savaş yürütüyor. Destekledikleri kazanınca kendilerini kazanmış gibi sayıp mutlu olacaklar. Çünkü kendilerini AK Parti Genel Merkezi’ne daha güçlü pazarlayabilecekler.

 

Hırs ve kişisel menfaat hesapları gözlerini kör etmiş olan bu kişiler, yaptıkları ile AK Parti Van Teşkilatını kriptoların operasyonlarına açık hale getiriyor.” cümleleri etik değerler açısından oldukça sorunlu cümleler değil mi?...

 

12—Yazında “Kayhan Bey, sizi yaklaşık olarak 15 yıldır tanıyorum. İsminizi kötü hikâyeler içerisinde duymadım. Devlete olan bağlılığınızın, duruşunuzun ve Van’daki varlığınızın bedelini de fazlasıyla ödediğinizi düşünüyorum.” diye yazmışsınız.  Ak Partinin Van’daki öncülerine akla sığmayacak iddialarla hakaret ediyorsun. Onlar hakkında doğru olmayan algılar oluşturamaya  onur kırıcı cümlelerle haksızlık yapıyorsun. Aynı yazıda Kayhan beye övgü dolu sözler kullanıyorsun. Sence bu Kayhan beye yapılan bir iiyilik midir?.   

 

BENCE  EN KÖTÜSÜ:

Kayhan Beye hitaben: “Sonuç olarak halkın kurtulmak istediği MUTLU AZINLIK ile işbirliği, MUTLU AZINLIK dışında herkese kötülük yapmak demektir.” cümlen tam bir felakettir. Ne yani Kayhan bey konumları ve duruşları itibariyle partinin öncüleri, sizin hiçte etik olmayan tabirinizle mutlu azınlık diye kategorize etttiğiniz Fatih Çiftçi, Beşir Atalay, Burhan Kayatürk, Adnan İnanç, Gülşen Orhan, eski il ve ilçe başkanlarıylı kavga mı etsin.  İş birliği yapmamak ne demek?... Parti tüm enerjisini iç çatışmaya mı harcasın?... Yeni yeni cepler mi oluşsun?... Ziya bey bu tavsiyenin neresi doğrudur?. İŞ BİRLİĞİ VE UYUM  ZORUNLULUKTUR. MECBURİDİR. AYRIŞANLARI HEP BİRLİKTE AYARA GETİRME ZORUNLULUĞUMUZ VARDIR. 

 

2019 TÜRKİYESİNDE AK PARTİNİN BAŞARISI VE ZAFERİ TÜM ÖNCÜ VE ÖNDERLERİN BİRLİKTELİĞİNDEN GEÇER. YENİ YENİ PARÇALANMALARA KAPI ARALAMAK HERKESE KAYBETTİRİR.

 

ZİYA BEY 2019 YILININ BAŞARISI BİRLİK VE BİRLİKTELİKTEN GEÇER. ALLAH BÖLÜNÜP PARÇALANIRSANIZ GÜCÜNÜZÜ KAYBEDERSİNİZ DEMİYOR MU?

 

Sayın Ziya Türk, bu partinin toparlanmaya ve birlikteliği ihtiyacı var. Zor olanı tercih etmen dileğiyle.

 

Sayın Faruk Alpaslan ile yaptığımız telefon  görüşmesinde kendisine gönüllük danışmanlık yapan Ziya Türk'ün son  yazısından kesinlikle haberi olmadığını, Ziya Türk'ün yazdığı yazılardan ötürü kendisinin işaret edilmesinin haksızlık olduğunu belirtti. 

 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi