20 Haziran 2018
CUMHURBAŞKANI TAYYIP ERDOĞAN’IN VAN MİTİNGİ MUTLULUĞU
Van’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın uzun zamandan sonra bu kadar yoğun bir kalabalığa hitabının keyfi hem beden diline, jest ve mimiklerine ve sözlerine yansıdı. ‘Van eski günlerine döndü’ ifadesi dünkü mitingi tanımlayan en kısa sözcüklerden biriydi.

Marifet iltifatı gerektiriyorsa, bu gereklilikte kültürümüzün olmazsa olmazlarından ise Sayın Erdoğan'ın Van'da yaptığı son mitingdeki çok yoğun katılımdan çok daha fazlasını hak ettiğini itiraf etmek gerekir. 

 

Bu halkın Tayyip Erdoğan'a sevgi ve ilgisine, depremden sonra Van'ın yeniden inşa edilmesine rağmen 2015 seçimlerinde bu mahşeri kalabalık toplanamadıysa, bunun sosyo-psikolojik nedenlerini anlamak, daha  doğru stratejilerle toplumsal değişim ve dönüşüme  odaklanmak gerekir. 

 

Van'da Ak Partinin yaptığı her mitingden sonra kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere mitinge katılanlar sokak ortasında saldırıya uğramadı mı? Bir mitingden sonra  ismi belli Ak Partili bir hanımefendiyi yaklaşık 12 erkek görünümlü hayvanın saldırısından çekip almak bana nasip olsada, salrırıyı sadece seyreden etraftaki tek bir erkeğin destek vermemesi de yüreklere sinen korkudan başka bir şey değildi. Alan ve algı hakimiyetini elinde tutanların şimarıklıktan kaynaklanan terörize baskısı  halkta korkuya neden olmuştu. Birde güçle güçlenme algısı...  

 

Bence ‘Dünkü mahşeri kalabalık neden daha önce yoktu?’ sorusuna verilecek en doğru cevap ‘Alan ve algı hâkimiyetinin el değişimidir. ’Alana ve algıya hakimiyet, kitlelere hakimiyet kapısını da açıyor. Hakimiyet ve gücün 'Çekim ve Korku '  etkisini anlatmaya gerek var mı?

 

Sosyolojik değerlendirmelerde yanlış tespit tüm doğruları hükümsüz kılacağından, tespit oldukça önemlidir. 'Yanlış Tespit' 'Doğru Müdahalenin' önündeki en büyük engeldir. Mesela, dünkü mahşeri kalabalığı sadece alan çalışması ve yönetim değişikliğiyle yorumlamak ne kadar doğrudur.  Alan ve algı hakimiyeti el değişmeseydi, alanda bu kadar rahat çalışılabilinir miydi? Cumhurbaşkanının mitingine katılan mahşeri kalabalık toplanabilinir miydi ? Doru tespit-teşhisle, doğru müdahale; doğru sonuca ulaştırır. 

 

Cumhurbaşkanının dünkü mutluluğunu, kentin sosyal ve ekonomik gelişimine, kültürel asimilasyonla dimağları zehirlenmiş gençliğin yeniden kazanımına yönelik pozitif ayrımcılıkla taçlandırmak gerekir. Yeni vekillere ilanen...

 

OSMAN GÜLAÇAR VE SEZAİ TEMELLİ ARASINDAKİ FARK

 

AK Parti milletvekili birinci sıra adayı Osman Nuri Gülaçar’ı çocukluğumdan beri tanır, bilirim.  Gülaçar, kentte yaşanan tüm sevinçle, tasayla, kaygıyla, mutlulukla, yıkımla, inşayla, yoğrulmuş bir kişilik. Osman Gülaçar Van’da yaşanan depremi yaşadığı gibi, 6-8 Ekim olaylarına da şahit olmuştur. Haçort’u da bilir. İkinisanı’da…Ertoşiyi de tanır. Burukiyi’de… İsimleri değişmeden önceki Atatürk Lisesini de, en şöhret müdürü Dadaş’ıda; Ticaret Lisesini de, uzun yıllar müdürlük yapmış Hayrettin Beyi’de bilir.

 

Osman Nuri Gülaçar, çocukluğumu ve gençliğimi geçirdiğim Şerefiye Mahallesinin abilerindendi. Şerefiye Mahallesi sakinlerinin özellikle gençlerin manevi ikliminin şekillenmesinde önemli katkısı olan isimlerden biriydi. Samimiyeti ve gençlerle diyalogu, gençlik sorunlarıyla ilgili gençlerin başkalarına sormaktan çekindiği ve utandığı soruların çok rahat sorulduğu bir kişilikti.

 

Cesur, mert ve dindar bir kişilik olarak tanıdığım Osman Nuri Gülaçar’ın ,Kürtlerin , İslami kitlelerin, sorun görüldüğü dönemlerde, alandaki hak mücadelesine  verdiği desteği biliyorum.

 

HDP Van milletvekili birinci sıra adayı Sezai Temelli bölge insanının kültürüne, sosyo-psikolojik uyum ve direncine yabancı bir kişilik olmakla birlikte, Hasip Kaplan'ın tepkisinden anlaşılacağı gibi Kürt Milliyetçilerinin kabul etmediği isimlerden biridir.

 

Kendisi hakkında yaptığım çalışmalarda Temelli’nin, Marksist ve Türk solu iklimiyle büyüdüğünü, entellektüel gelişiminde Kürt Kültürü ve İslami değerlere tahamülsüz bir iklimde yetiştiğini fark ettim. İslami değer ve Kürt Kültürüyle barışık olmayan Temelli,  ÖDP çatısı altında uzun süre siyaset yapmış bir akademisyendir.

 

Temelli, HDP’ye geçmeden önce 2010 yılında yapılan referanduma ‘Yetmez ama Evet’ diyenlerdendir.

 

Sezai Temelli 2015 yılının Ramazan Ayında İslami Değer ve Kürt Kültürünün kabul etmediği LGBT (Lezbiyen, Gey; Biseksüel, Transseksüel) yürüyüşüne verdiği destekle daha fazla ön plana çıkmış bir isimdir. Temelli bu yapıya destek verdiği bu dönemde HDP milletvekilidir.

 

Hasıp Kaplan’ın ‘Yönetime sakın göz dikmesinler’ diye işaret ettiği isimlerden biri olan Temelli, Kürt milliyetçileri tarafından haz edilmemekle birlikte, kendisi bölgenin kültürüne ve  bölgede yaşanan sosyo-psikolojik etkiye de hakim değildir.

 

VAN’DA Kİ KALEM VE KELAM MÜCADELESİ 

 

Kendi mutluluğum ve sağlığımın sürekliliği ve devamı için  ÖFKE ve KİN gütmemeye gayret ederim. Kimseye de ÖFKELİ olmadığım gibi yüreğimde taşıdığım bir KİN'im de yoktur. Kentte ayar vermeye çalışanların ayarlarını bozmaktan öte bir mücadelemde yoktur.  

 

Birileri yazdığı iftiralarla ayrışmayı-kapışmayı-sinerji kaybını toplumda yaygınlaştırmaya çalışırken; bizlerde iftiralarla oluşturulmak istenen ayrışma-kapışma ve sinerji kaybını engellemek için fedakarlık yapıyoruz.

 

Birileri yaratmak istediği korkuyla toplumu kendi arzuları doğrultusunda baskıya zorlarken; yanlış yöntem ve doğruya hizmet etmeyen pratiklere karşı duruşla toplumsal dengeyi korumaya gayret ediyoruz. 

 

Eğer;

Birilerinin bu süretçe  yazdıkları kendilerini güya yakın hissettikleri Ak Partiye fayda sağlayıp, yüzde doksanı iftira olan yazılardan Ak Parti lehine bir sonuç çıkacaksa eyvallah.

 

Birilerinin yazdıkları güya kendilerini yakın hissettikleri Ak Partiye zarar veriyor, yazılanlardan ötürü Ak Parti içinde sinerji kaybına neden olunuyorsa, ani müdahale zarureti kabul edilmelidir. 

 

Birilerinin iftiraları ayrışmaya--kapışmaya, birilerinin karşı duruşu barışa ve inşaya yönlendiriyorsa; yıkım yazıcılarıyla, inşa yazıcıları arasında bir mücadeleye yorumlamak, 'Hakka' haksızlıktır.  

 

SON SÖZ: İYİ ADAMLAR iftira atmazlar. İYİ ADAMLAR  haysiyet cellatlığı yapmazlar. İYİ ADAMLAR örgütlü ve organizeli iftira üretimine gayret etmezler. Açık açık iftira atanlara hala 'İYİ ADAMDIR' diyenler, 'İYİ ADAMLIKTA' iftiranın olmayacağını, kendilerine iftira atanlara iyi adam demeyeceklerini,  İYİ ADAMLIĞI bir kere daha gözden geçirmelerini tasviye ederim.   

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi