Demirtaş’ın çağrısına rağmen aşı olmayı ret eden HDP’li genç seçmenlerle (aralarında gazetecide var) kısmen de olsa Kılıçdaroğlu‘nu konuşma fırsatım oldu. Birçok HDP’li genç seçmen Demirtaş’ın çağrısına rağmen aşı olmayı kabul etmiyor, tabiri caizse Demirtaş'ı dinlemiyor. Peki bu seçmen bu güne kadar öteki olarak kabul ettiği Kılıçdaroğlunun siyasi değerlendirmelerini dinler mi ? Ya da birileri bu konuda o kitleyi çok rahat mobilize edebilir mi ? Israrla işlenen Erdoğan düşmanlığı tek başına yeter mi?

HDP’ye oy veren gençler Kılıçdaroğlu’na ‘Güvenmiyor’ ‘İnanmıyor’ ‘Samimi bulmuyor’ diye formüle edebiliriz. ‘Bizi İstanbul, Ankara, Antalya ve Adana’da kandırdılar’ cümleleri Kılıçdaroğlu’na güvensizliklerinin en önemli nedeni olmuş. En ilginç cümle başlığa taşıdığım ‘Kılıçdaroğlu HDP’ye kumpas kuruyor’ cümlesiydi. ‘Erdoğan düşmanlığı üzerinden yarattığı psikolojik havayla biz Kürtleri kandıramaz’, ‘Kılıçdaroğlu iktidar olsa bugün yaşananlardan farklı bir şey olmaz ki. Belki Kürtler daha çok şey kaybeder.’, ‘Kılıçdaroğlu Kürtlerden sadece oy istediğini’ son zamanlarda yaptığı konuşmalarda şahit olmadık mı? diye soru yöneltenlerde oldu. ‘CHP Kürtler oy verin ama ortalıkla gözükmeyin oyununu oynuyor’ gibi ifadelerle eleştirilerini ifade ediyorlar.

Tek cümleyle toparlarsak, konuştuğumuz gençlerden önemli kesimi Kılıçdaroğlu’nun HDP’yi ve Kütleri çokta önemsemediğini, asıl hedefinin oy olduğunu ifade etiklerini söyleyebiliriz.

‘Kılıçdaroğlu iktidar olsa bugün yaşananlardan farklı bir şey olmaz ki. Belki Kürtler daha çok şey kaybedebilir ve bu günleri arayabilir’, diyen HDP’li genç seçmenlerin Kılıçdaroğlu yorumunu başlıklar halinde özetlersek:

        1- Kılıçdaroğlu HDP'ye kumpas kurarak oyları CHP’ye taşımak istiyor.

        2- Kılıçdaroğlu ortaya çıkarılan bir figürdür. Kılıçdaroğlu Kürtlere lider olamaz. Bize güven vermiyor.

        3- Erdoğan düşmanlığı üzerinden Kürtleri kendisine bağlamak istiyor. Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan düşmanlığı onu bize dost kılmaz

        4- Kürtleri kandırarak oylarını almak istiyor. Kürtlerin kandırılacak bir topluluk olduğunu, bizi kandıracağını zannediyor

        5- Kılıçdaroğlu doğru konuşmuyor. Bizi İstanbul, Ankara ve Antalya’da kandırdılar.

        6- Pervin Buldan ve Mithat Sancar eş başkanlar Kılıçdaroğlu’nun bu minnetsiz davranışına rağmen onun peşinden koşarsa onları da affetmeyiz.

        7- Kılıçdaroğlu Kürtlere oy verin ama ortalıkta gözükmeyin diyor.

        8- Erdoğan’ı sevmesek de Erdoğan dediğini yapıyor, yaptığını söylüyor. Kılıçdaroğlu bir gün söylediğinin tam tersini başka bir gün söyleyebiliyor.

Demirtaş’ın çağrısına rağmen aşı olmayan HDP’li genç seçmen, Buldan ya da Sancar CHP’ye oy vermeye razı edebilir mi sorusuna ‘evet’ demem imkansızken, ‘Hayır’ cevabı daha reel duruyor.

Neden aşı olmuyorsunuz sorusuna cevaplayan gençlerden yaklaşık %78’i, Demirtaş;

        1- Gündemden uzaktır. Aşıyla ilgili yeterli bilgiye sahip değildir.

        2- Parti başkanıdır. O açıklamayı yapmak zorundadır.

        3- Devlet baskısı altında o açıklamayı yapmıştır.

        4- Aşıyı sağlıklı ve güvenilir bulmuyorum, başlıkları altında toparlayabiliriz.

HDP’li genç seçmenin lider olarak kabul ettiği Demirtaş’ın aşı çağırısına uymayıp ret ettiği gerçeği ortadayken, bu seçmen grubunu oy deposu olarak görmek, talimatla oy verir gibi düşünmek pekte reel durmuyor.

HDP ve PKK'nin ötekileri (düşmanları) arasına yerleştirdiği partilerden biri de nihayetinde CHP idi. Yıllarca öteki (düşman) pedagojik algısıyla desteklenen  eğitim ve algıyı bir çırpıda silmek mümkün gözükmüyor. Van ili özelinde değerlendirecek olursak HDP oyları CHP için 'çantada keklik' gibi gözükmüyor? Hatta HDP'li seçmenin CHP'ye olan öfkesi artıyor diyebilirim. 

SON SÖZ OLARAK;

CHP VAN İL YÖNETİMİNDEKİ DEĞİŞİMİ, CHP'NİN VAN'DA HDP OYLARINI PARTİYE ÇEKME OPERASYONU OLARAK DÜŞÜNÜYORUM. CHP İl Başkanlığının değişiminde il başkan yardımcısının 'Kürt olduğum için yıllarca cezaevinde kaldım' açıklaması; önceki il başkanı Kurukçu'nun devrilmesinde gördüğüm ve şahit olduğum FETÖ aklının aktif rolü ve diğerleri...

HAFTANIN SÖZÜ: Türkiye'de metrekareye düşen 'YALAN' oranı; sel bölgesine düşen yağmur oranını ikiye katlamış (MSG)

Yorum Ekle

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum GÖNDER

×

Kullanıcı Sözleşmesi

"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği Site’de paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir. Salih GEÇKEN, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin Site’de yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Salih GEÇKEN, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler’e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "