23 Ekim 2022
Van Tso Seçimi-Fetö Kırıntısı

Van TSO seçimini dört ayrı çeyrekte değerlendirdiğimizde değişmeyen tek şeyin Beyaz Listenin her zaman önde olmasıydı. İlk iki çeyrekte Faruk Biner ve grubu algısal anlamda ikinci sıradayken, son iki çeyrekte kendileri üzerinde oluşturulan yıpratıcı algısal dezenformasyon tacir ve tüccar davranışını etkilendiğini yaptığım alan çalışmasında da görmüş, çaya davet edildiğim ve ilk kez gittiğim seçim ofislerinde kendileriyle paylaşmıştım. İlk çeyrekte iki grupta Biner ve grubuna yönelik çok yoğun propagandayla yüklendiklerine şahit oldum. İlk iki çeyrekte üçüncü sırada olan Takva ve grubunun son iki çeyrekte bazı dış koşulların da ektisiyle sıçrama yaparak seçimin en güçlü ikinci adayı oldu.

 

Zahir Kandaşoğlu’nun en büyük avantajı önceki iki seçimde Necdet Takva’nın A Takımı olan Faruk Biner ve grubunun dağılması ve gücün bir çınar gibi ikiye ayrılmasıydı.   Bu ayrılık toplumsal algıda güç kaybı olarak taban bulmuş, Kandaşoğlu’na yönelimlerin kapısını da aralamıştı. Kandaşoğlu'nun en büyük dezavantajları arasında  Bruki’nin aday olması, diksiyonu ve Fetö kırıntısının keyfi uygulamaları sayılabilir.  Kandaşoğlu’nun birebir çalışarak ikna ettiği bir çok kişinin FETÖ kırıntısının keyfi davranışlarından ötürü sandığa gitmediğini biliyorum. Oy kaybının diğer bir nedeni de komitede verilen yerden hoşnut olmayanların tepkisel oylarıdır. 

 

Takva ve gurubu ilk iki çeyrekte üçüncü sıradayken, son iki çeyrekte ilgi merkezine dönüşmesinde iki etken öne çıkmaktadır. Birincisi, Biner grubunu yıpratmaya yönelik algısal dezenformasyonunun toplumda kabul görmesi; ikincisi il dışında temsiliyet noktasında daha başarılı olur düşüncesiydi. Son iki çeyrekte Faruk kazansa da yönetimi vermezler vb. gibi algısal operasyonunun toplum zemininde kabul görmesinden sonra dış temsiliyetten ötürü Kandaşoğlu’nun kazanmasını istemeyenlerin Takva’ya yönelimleri oy oranının artmasında önemli etkendir.  Yönetimin ellerinde olmaları ultra avantajdır tabi ki. Takva ve grubunun her şeye rağmen aldığın oy oranına şaşırdımı söyleyebilirim. En fazla 7 komite diye görüyordum. 

 

Kendisi ve grubu hakkında söylenenlerin doğru ya da yanlışlığıyla ilgili hiçbir yorum yapmadan bu seçimin en büyük mağdurunun Faruk Biner olduğunu, söylenenlerin çoğunun doğru olma ihtimalinin mümkün olmadığını düşünüyorum. ‘Şu ilden geldiler, bu ile gittiler. Kazansa bile vermezler. Şunlar destekliyor. Bunların adamıdır’ söylemleri konjonktürden olsa gerek kısa sürede etkisini gösterdiğini gördüm. Bununda oy kaybına neden olduğunu söyleyebilirim.

 

Tüm yorumlara rağmen VAN TSO seçiminin kaderini belirleyen ‘1’ oydur.  Kandaşoğlu’na seçimi kazandıran ve Takva’ya seçimi kaybettiren 8. Komitedeki ‘1’ oydur. Kandaşoğlu o grupta 114 oy alırken, Takva’nın o grupta 113 oy alması hem bu grubu hem de başkanlığı kaybettirmiştir.

 

SONUÇ YERİNE: Faruk Biner ve Grubunun komite çıkarmaması ve İzzet Çoban'ın aldığın oy oranı şaşırtıcı geldi. Seçimin en süpriz iki başlığının bu olduğunu söyleyebilirim. 

Ayrıca, seçimin ilk çeyreğinden son çeyreğine kadar Kandaşoğlu grubunun birinci parti olduğunu yazdığım için beni o gruba angaje olmakla iftira atanlar  şunu bilsin ki, Kandaşoğlu ve grubuna hiçbir yakınlık göstermediğimin en büyük şahidi Kandaşoğlu ve yakın akrabalarıdır. Yaptığım alan çalışmasını yazdığım için Kandaşoğlu birinci olmamıştır. Alan çalışmamızda  Kandaşoğlu ve grubunun tercihlerde birinci olduğunu gördüğümüz için yazdık. 

 

Herkese oyum senin diyenlerin ve üç beş kuruş para kazanmak için her türlü renge girenlerin  karşılık bulduğu bir toplumda, sözüm verdim kusura bakmayın diyen mertlerin eleştirilmesi toplumsal depresyondur.

 

VE VE VE, Kandaşoğlu'nun güya basın danışmanı ve Kandaşoğlu Ailesinin basına verdiği reklamın yaklaşık yarınısı  kendisine alanların yaşanan süreçten sonra Kandaşoğlu'yla ilgili çok sık kullandıkları kendi hesaplarından haksızlığa uğradı gibi bir paylaşımda bulunmamaları manidardır. 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi