Yeni kurulacak partinin 'İYİ NİYET'ten uzak, tam aksine 'ART NİYET'e odaklı olduğunu ifade eden halktan önemli bir kitlenin gerekçelerine baktığımızda;
1-Bu partinin iktidar olma imkanının olmadığına - olamayacağına,
2-Sağ, dindar, muhafazakâr kitlenin şu an bir partiye ihtiyaç duymadığına,
3-Kurulacak yeni partinin CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadetin olduğu cepheyle ortak hareket etme zorunda olduğuna,
3-AK Partiyi içerden parçalamaya yönelik bir hamle olduğuna,
5- Ak Parti içinden devşirecekleri kişilerle, Ak Parti tabanında oy yönlendirmeye yönelik olduğunu söylüyorlar.
Ak Partiye gönül verenlerde, Ak Partiden ötürü sinir krizi geçirenlerde, yeni kurulacak parti-partilerin, Ak Partinin şu anki oy oranını düşürmeye yönelk bir hamle olduğu düşüncesinde buluşuyorlar. Ak Parti hasımlarının kurulacak olan partiye olumlu tavırları, yani parti kuracaklara olan sevgilerinden olmadığını, bütünlüğün bozulmasına yönelik kabaran iştahları olduğunu biliyoruz.
Yeni kurulacak partinin çokta güçlenemeyeceği, Ak Partiye bir kaç puan kaybettirmenın dışında bir başarı elde edemeyeceği konuşuluyor. Bu iddia ve söylemler çokta yabana atılmamalıdır. Özellikle Babacan'ın toplumsal bir tabanının olmayışı ve Davutoğlu'nun yıpranmışlık gerçekliği ortada. Sosyo-Politik gerçeklik, karizmatik lider Recep Tayyip Erdoğan'a karşı Babacan ve Davutoğlu'nun zorlanacaklarına hatta bir şanslarının olamayacağına işaret ediyor.
Tüm işaret ve emareler yeni kurulacak partinin toplumda çokta karşılık bulmayacağı, Ak Parti içinde duygularını tatmin edememişler dışında güçlü kayışın imkasız olduğu ve halkın algısında partinin sönük olacağı yönündeyken, ısrarla inatla yeni parti hamlelerinin ülkeye ve sahip olunan ülküye faydadan çok zarara neden olacağıni görmek zorundayız.
2023'ün Türkiye için bir çok konuda milat olduğunu biliyoruz. 2023'ten sonra daha güçlü bir Türkiye'ye odaklanan ve en gür sesiyle bunu dile getiren tek siyasal paydaş Ak Parti’dir. HDP açıktan Türkiye’nin 2023 hedefine ve sonrasınaihanet ederken, CHP’nin ihanet olarak değerlendirilebilecek hamleleri daha diplomatik bir dille gerçekleşiyor. Saadet Partisi bazen farklı yönelimlerde bulunasada İYİ Parti'nin Ak Parti düşmanlığı üzerinden yürüttüğü faaliyetler ülkenin geleceğine ciddi zararlar veriyor.
Çerçeveyi biraz daha genişlettiğimizde, ABD'nin ve İsrail'in, (Neocon, Siyonist, Evangelist) ABD ve İsrail’in Büyük Kürdistan ve parçalanmış Ortadoğu projelerine angaje olan BAE, Mısır Suudi Arabistan'ın ve Haçlı ortaklığında birleşen bir çok batılı ülkenin 2023’te Erdoğan’sız bir Türkiye üzerinde çalıştıklarını, Erdoğan'ı devirmek istediklerini biliyoruz. Erdoğan'ı devirmek isteyen bu ülkelerin Türkiye dostu olmadıklarını, hatta Türkiye düşmanlarını açıktan desteklediklerine şahidiz.
Bir örnek daha vermek gerekirse, Doğu Akdeniz’deki enerjiden faydalanmak isteyen Türkiye’ye baskı kurmaya çalışan başta ABD, İsrail, Yunanistan, Mısır ve batılı ülkeler, bu rahatsızlıklarını rantta dönüştürmek için Erdoğan’dan kurtulma planlarına açıktan destek veriyorlar. Doğu Akdeniz’deki enerjiyi kendi iktidarlarına kurban etmeyi göze alan siyasilerin Türkiye'nin hakkı olan bu enerjiden faydalanmasını istemeyen ülkelere ve örgütlenmelere destek sayılacak her türlü hamleleri ve destek söylemleri en rafine haliyle 'İHANET'tir. Bilinçli yada bilinçsiz 'İHANET' ortaklığıdır.
Trump’ın dediği gibi Erdoğan zorlu bir liderdir. Yani millidir. Ülkesinin çıkarlarını, kendisini kabadayı olarak gören ülkenin ve Türkiye'nin çıkarlarına ayar vermeye çalışan ülkelerin çıkarlarından daha öncelemektedir. Dünya ölçeğinde bilinen güçlerine rağmen Emperyalist iştaha prim vermemektedir.
Tüm olumsuz iddia ve söylemleri Erdoğan üzerinden değerlendirerek, ülkenin geleceğinin göz ardı edilmesi; güya Erdoğan’ın yanlışlarından ötürü yeni bir siyasi hamleye girişiliyor algısı pekte karşılık bulmuyor.
Türkiye’nin daha güçlü olmasının elzem olduğu bir zamanda ülkenin en güçlü siyasal hareketinin gücünü kırmaya yönelik her türlü hamle ve siyasal oluşum Erdoğan’dan çok öte Türkiye’ye ve bu ülkenin geleceğine ihanettir. Bu gerçekliklerden ötürü, Gül, Babacan yada Davutoğlu'nun siyasal hamlelerini ihanetle ittifak, hainlerle menzil ortaklığı olarak değerlendirenlerin söylemleri toplumda daha çok karşılık buluyor.
Şu an yeni parti, ihanet ve Akp'liler üzerinden yürüyen tartışmaların Türkiye'ye kaybettireceklerine doğru yönlendirilmesinin daha faydalı olacağını görmeliyiz. Türkiye kaybedince, yeni partililerde, hainlerde, Akp'lilerde kaybedecektir. Osmanlı'nin Abdülhamitten sonra kaybettikleri gibi.
ONURLU BİR SİYASET İÇİN; Ak Partide aktif olan siyasilerden yeni partiye angaje olan, alanda yeni kurulacak partiye (ÖHP) çalışanların ‘ONURLU’ bir şekilde istifa etmeleri gerekir. Parti kurulduğunda istifa ederek yeni partiye gitmek tarihin iz düşümünde ‘ONURSUZLUK’ olarak yazılacaktır.