SİYASAL RAKİBİN BAŞARISINI GÖRMEMEK KAYBETTİRİR
Kaybedilen seçimin sorumluluğunu dış etkenlere bağlamak (hile ve desiseye) ruhsal tatminden öteye bir sonuç vermez. Eksik ve sonuçları açısından toplumsal realiteyi tanımlayamayacak bu bakış açışı toplumsal algıyı anlamaya engel olur.
BDP Van’da iki dönem üst üste seçimi kazanıyorsa, bunu sadece hile, baskı ya da başka sebeplerle açıklamaya yeltenmek, siyasal rakibinin başarısını görmemek ve siyasal arenada kalmak için hileli yollarda volta atma mücadelesidir. Bazı bölgelerde seçimi kaybeden Ak Parti karşıtlarının yaptıkları hatalı yorumların Ak Parti sevenlerinin hatalı tekrarı olur.
Her seçim sonucu aynı zamanda seçim sonucu belirlenen bölgeye bir mesajdır. Bu mesajı doğru okuyan ve verilen mesajı dönüştürecek algısal çalışmalarla toplumu dönüştürmeye çalışan siyasal partiler (toplumsal oluşumları) zamanla toplumsal desteklerini artırabilir. Yapılan yanlış okumalar, hataların tekrarı kaybın sürekli hale gelmesine neden olur?
Kabul edelim ya da etmeyelim kullandıkları dil, uyguladıkları strateji verdikleri mesaj toplumun belli kesiminde karşılık buldu. Dönem dönem ortaya çıkan şiddet ve baskı alan ve algı hâkimiyetine zemin hazırladı. Seçim dönemlerinde karşılaşılan baskı ve şiddet siyasal tercihlere etki eden bir olgu olarak kabul edilebilirse, en masum tabiriyle “BDP çalıştı, Van özelinde seçimi kazandı.” diye düşünülebilir.
Yerel seçim sonuçlarına baktığımızda, farklı bölgelerde yaşayan halkın farklı tepkilerle oy verdiğini görmek gerekir. İstanbul’da ya da Konya’da kullanılan dilin Van özelinde düşünürsek bölgede çokta etkili olmadığını görmek en doğru tespittir. Bölgede sadece hizmet ve hizmetin aktarımı partisel destek için yeterli olmuyor.
Ziyaret için gittiğim Bursa’da bir Karakol’un temel atma törenini izleme şansım oldu. Halkın mahallelerine karakol yapılmasından ötürü o tebessümlerini Van hinterlandına uyarlamak mümkün değil. Toplumların gelişim sürecinde karşılaştıkları Psiko-Sosyolojik etkenler, sokaktaki okumanın farklılaşmasına neden oluyor.
Bölgesel okuma ve gerçekliği genel merkeze taşımayan ya da taşıyamayan yerel yöneticilerin sorumluluklarını yerine getirmediklerini görmeleri halinde Ak Partinin bölgede daha iyi anlaşılabileceğini düşünenlerdenim.
Bölgede Ak Partiye oy vermeyen birçok kişinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı içten içe sevdiğini bilenlerdenim. Bu sevgi sandıkta desteğe dönüşmüyorsa, ya okumaların doğru yapılmadığına ya da yerel yöneticilerin halkla iletişim kuramadıklarının işaretidir. Okumaların doğru yapılması ve halkla iletişim sağlam temellere oturtulması için bölgesel gerçeklere uygun politik duruş ve dinamikler göz ardı edilmemelidir.