Bir genç kardeşimizin ‘Bir milletvekilinin başka partiye kısa süreli ihracıyla, feodallerin emir ve talimatıyla bir tarladan başka bir tarlayı sürmeye giden serfler arasında ne fark var? sorusuna cevap verememenin sorumlusu kim?...
Uzun zamandan beri zihnimi fazlasıyla işgal eden, düşüncelerimi yorduğu için değerlendirmelerimde kısmen de olsa yer bulan 'Siyasayi Hizbuşşeytan'ı[1] rol modelinin siyasada yarattığı tahrişin aforizmalarının hesabını kimden sorabilirim?
Yöneticilere tavsiyeler niteliğinde yazılan 'Siyasetnamelere' baktığımızda, dürüstlüğün, adaletin, doğruluğun daha çok öncelediğini müşahede ederken, siyaseti ahlaktan, dinden, metafizikten, erdemden ayrıştırarak tanımlayan Makyavelci anlayış ve benzerleri iktidara ulaşmak için her yol ve yöntemin mubah olduğunu, iktidarı elde etmek için her türlü yöntemin denenebileceğini; Siyonist protokollerde ise (dünya imparatorluğu kurmak için) siyasette doğruluğun ahmaklık olduğuna yönelik fikirlerin ve uygulamaların olduğunu görmekteyiz.
Doğruluğu, dürüstlüğü tavsiye eden fikir işçilerini takip edenler olduğu gibi, ulaşmak isteği hedefe varmak için her türlü insanı değeri siyasadan uzak tutmayı ilkeleştiren 'siyasanın şeytanlarını' takip edenlerin varlığı da söz konusudur. Açıktan yalan konuşan, yalan ve iftirayı yöntem olarak kullanan kişi-kişiler, siyasayı itibarsızlaştıran 'Siyasiyi Hizbuşşeytan' rolünü üstlenmektedirler. SİYASADAKİ ETKİNLİĞE SAHİP BAZI SİYASİLERİN AÇIKTAN YALAN KONUŞTUĞUNU HEM PARTİLİLERİ HEMDE TÜRKİYE HALKININ ÖNEMLİ BİR KESİTİNİN BİLİYOR OLMASI, SİYASA İÇİN TELAFİSİ İMKANSIZ BİR KAYIPTIR. 'Siyasiyi Hizbuşşeytanlarının' siyaset, iktidar, vekillik, yönetim kavramları üzerinde yarattığı tahrifatın kısa sürede onarilması imkansız görülmektedir.
Gündelik yaşamında erdemi, irfanı ve doğruluğu önemseyenlerin, yalanı iftirayı, haksızlığı önceleyen siyasal öbeklerde yer alamayacağı-alamayacağı gibi; gündelik yaşamında yalanın, hilenin, desisenin hakim olduğu kişilerde, erdem, irfan ve doğruluğun hakim olduğu siyasi öbekte yer alması beklenemez. İdeolojik ve dinsel farklılıklara rağmen karakterinde doğruluk ve dürüstlük bulunan kişi, bireysel kazanım ve çıkarları için karakterine ters pratiklere uyum sağlamaz-sağlayamaz.
Siyasal dilin, gündelik yaşamın bir parçası olduğunu, siyasette yalanı ve her türlü saldırıyı mubah görenlerin gündelik yaşamlarında da yalancı oldukları kaçınılmaz bir sonuçtur. Yalan konuşanın kişisel ahlakı yalan üzere temellendirilmiş ahlaksızlıktır. Siyasi arenada şu an müşahede ettiğimiz Makyavelci pratiklere , doğulu ve batılı bir çok ahlakçının şiddetle karşı çıktığı, ahlaki değerlerin göz ardı edilerek iktidara varmak için tüm değeri araçsallaştıran kişi-kişiler ve toplulukların, toplumu fesada götüreceklerine , siyaseti yozlaştıracaklarına dikkat çekmişler ve ahlaksızlıkla tanımlamışlardır.
Şu an televizyonlarda seyretmek zorunda kaldığımız partiler arasında ittifak yapıldı mı, yapılmadı mı tartışmaları ve başka partilere milletvekili ihraç ederim açıklamaları; daha düne kadar kara diyerlerin bu gün hiç bir şey olmamış gibi ters psikolojiyle muhalefet yapmaları, siyaseti tercih etmeyi düşünen gençlerimiz için iyi örneklemler olmadığını, siyasayı düşünen gençlerimizin dimağını zehirlediğini söylemek zorundayım. Kişisel ve grupsal kazanım hırsı hiç kimseye bulunduğu alanı itibarsızlaştırma hakkını vermeyeceği fikri evrensel bir kabüldür.
NOT:
1-HDP'li eski bir vekilin İYİ Parti ile ittifak yaptık imasına yakın açıklamasına, Ahmet Türk'ün gizli şeyler konuşulamaz tepkisi, seçmenlerinden bir şeyleri gizledikleri ve seçmenlerinin kabulde zorlanacağı anlaşmalar yaptıkları gibi bir kabüle işaret etmekteyken; İyi Partinin kesinlikle bir ilişkimiz olmadı açıklaması siyasal haysiyetin kırılganlığına yol açacak tuhaf bir ilişki ağını ortaya serdi. İki siyasi örgütlenmeden birinin doğru konuşmuyor olması, gençler için kötü örnektir.
2- AK Partiden ayrıldıktan sonra parti kuran Sayın Davutoğlu'nun şu anki söylem ve değerlendirmeleri ile önceki siyasal söylem ve pratiklerinin farklılığı; kendisinin tanınmasına önemli katkı sunan 'Stratejik Derinlik' kitabındaki aktarımlarından farklı bir yelpazeye doğru kayışı da gençlerin siyasal dimağına zarar vermekte ve gençler için kötü bir örnek olarak karşımızda durmaktadır.
3-Genellersek, bir insanın ilkesel duruşu mu? Yoksa siyaset yaptığı partisinin çıkarları mı? soruları şu anki siyasetin itibar kaybının devamına yada itibarın korunmasına yönelik en önemli sorunsala da işaret ettiğini düşünüyorum.
-------
[1] "Siyasiyi Hizbuşşeytan" kavramını her hangi bir yerden alıntılamadım. Kullandığım bu kavramı ‘Siyasal ahlakı tahrip ve tahriş eden, siyasal ahlakı dezenformasyona uğratan, siyasa içinde şeytanın takipçiliğini yapan ’ anlamında kullandığımı ifade etmek isterim.
[2] Haysiyet: 1. değer, saygınlık. 2.onur, özsaygı