11 Eylül 2020
Barbar Batının Güçlü Türkiye Korkusu
Haçlı ruhun hakimiyetini düşleyen devlet başkanlarının, Türkiyeyi dünyada bir çok alanda söz sahibi kılan bir lideri sevmesini beklemek Allah'ın ayetini 'Onlar sizi sevmezler' (Ali İmran suresi 119) göz ardı olur.
Sadece Cezayir'de yaklaşık 1.000.000 insanı katleden, 800.000 kişinin hayatını kaybettiği Ruan'da soykırımını yapan Hutu hükümetini destekleyen; Afrika ve Ortadoğu'ya yönelik modern Haçlı saldırılara her türlü desteği veren Fransa'nın, Devlet Başkanı Macron'un sorunumuz 'Erdoğan'la' açıklaması doğu ve İslam karşıtı Atlantik ve Batının psikolojik rötgenidir.
Afrika ülkelerinin hala Fransa’ya sömürge vergisi olarak yılda 500 milyar dolar ödemeye devam ettiğini bir tarafa not ederek, bu psikolojik alt yapınının nedenini irdelemeye çalışalım.
Türkiye'nin özellikle Tayyıp Erdoğan'lı yıllarda ekonomik ve teknolojik alanlardaki gelişimiyle birlikte Afrika'ya yönelerek Fransa ve diğer emperyal ülkelerin sömürdüğü ülkelere dost elini uzatmış, Oradoğuda sömürülmeye devam edilen ülkelere kardeşlik bağrını açmış olması ve her özgür ülkenin temel hakkı olan enerji kaynaklarına ulaşma hamleleri küresel sermaye sahipleri ve sömürgeci emperyalist devletleri fazlasıyla rahatsız etti.
Sayın Erdoğanlı Türkiye'nin, küresel sermaye sahipleri ve sömürge ülkelerin hiçte alışık olmadıkları bir refleksle karşı duruş sergilemeye ve onları sorgulamaya başlaması alışa geldikleri şımarıklığa şamar niteliğindeydi. Ekonomik ve teknolojik üstünlüklerinden ötürü yaptıkları katliamlar ve sömürge düzenlerine kimse dokunamadığı gibi bu haksızlıkları yüksek sesli telefuzuda duymamıştık. Bir Kasımpaşalı, Sayın Erdoğan'ın katliamları hatırlatması, din ve dil ayrımı gözetmeksizin sömürülenlere el uzatması ve umut olması şimarıkların nefretlerini artırmaya yetti. Çünkü onlar güçlü oldukları için medeni, onlarda olmayan bizler babar idik. Onların psikolojik algıları, BATILI olmayan barbarların medenilere itaat etmek zorunluluğu' yönünde işlenmişti. Sayın Erdoğan bu gün bizleri belli bir alan hapsetmeye çalışanların barbarlığını ve katliamlarını yüzlerine karşı haykırması, Erdoğan'a karşı nefretin olgunlaşmasındaki en büyük etkenlerdendi.
Sayın Erdoğan'la gelişen, ilerleyen, kendi kaynaklarıyla dünyada daha fazla söz sahibi olan, emperyalistlerin dayattığı jeopolitik stratejiyi zorlayan, bağımlılığını minimize eden, başta askeri alanda olmak üzere teknolojik gelişmeleri ülkesine taşıyan ve hala sömürülen ülkelere umut ve örnek olan Türkiye'den ciddi anlamda rahatsız olmaları kadar doğal bir şey yok. Dünya mazlumlarını kanının son damlasına kadar sömürmeye odaklanan bu liderlerin, sömürülen halklara ve devletlere umut olan Erdoğan'ı haz etmelerini beklemezdi.
Hala bir çok Afrika ülkesinden sömürge vergisi alan Fransa ve diğer ülkelerin, Türkiye'nin gelişimini tehdit olarak algılaması, Türkiye'nin enerjiye ulaşımını engellemeye çalışması ekonomik bir hamle olsada, tarihinde cehaletiyle debelenen Avrupa'yı yönetimi altına almış bir halkın güçlenmesi kaygısıdır. Bu halk güçlenince onlar artık bu kadar rahat sömüremeyecek, modern haçlılar bu kadar rahat öldüremeyecekler.
Amerika Başkan Adayı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Yunanistan Başkabakanı Kiryakos Miçotakis'in ve diğerlerinin Sayın Erdoğan'a saldırılarının en önemli iki nedeni;
1- Güçlü Türkiye'nin, dünya hakimiyetinde yeniden söz sahibi olmasından duyulan korku.
2- Güçlü Türkiye'nin, önemli kısmını hayata geçirdikleri yüzyıllık sömürge projelerinin önündeki en güçlü ülke olmasıdır.