Ak Parti ile MHP ittifakının Kürtler arasında bir rahatsızlığa neden olacağı söylemlerinin çok abartıldığını, bu ittifakın partilerin oy oranına çokta yansımayacağını düşünmüyorum.
Kürtler, CHP
ve HDP arasındaki flörte ne kadar tepki gösterdiyse, AK Parti ve MHP arasındaki
ittifaka da o kadar tepki gösterecektir.
Neden
mi?
1--MHP’nin önceki yıllarda Kürt inkârı söylemlerinden rahatsız olan muhafazakâr-dindar
Kürtler, CHP’nin pratiklerinden kaynaklı acıyı iliklerine kadar yaşamıştır. Dindar
ve muhafazakâr Kürtler en büyük sıkıntı ve zulmü CHP’nin dayatması/ diretmesi
ve yönlendirmesiyle yaşadığı gerçeğini unutulmamalıdır.
2--Sol-Seküler/Milliyetçi Kürtlerde en az dindar Kürtler kadar CHP’nin pratiklerinin
mağduru olmuş, modernleşme dayatmalarıyla kendi kültürlerinden koparılmaya
çalışılmıştır. Siyasal proje olarak iki kitle yakınlaştırılmaya çalışılsa da sol-seküler/milliyetçi Kürtler CHP’ye gönüllerinde çokta yer ayırmayacaklardır.
3—Sol Seküler/Milliyetçi Kürtlerin kendi tabanlarını motive etmek için sık sık dile getirdikleri ‘Zilan Katliamı’ ’33 Kurşun Olayı’ ‘Asimilasyon Raporları’ ‘Şeyh Sait Kıyamı’ ‘'Dersim Olayları' örneklemleri CHP döneminde yaşanan olaylardır. Bunlar yıllarca kendi tabanlarına aşılanmıştır. CHP onlar için farklı bir anlam ifade etmektedir.
3—Rahmetli
Erbakan ve Türkeş’in 1991 yılında yaptıkları ittifakı referanslamak, en rafine
haliyle siyaset sosyolojisinden bi haber olmaktır. 1991 yılının siyasal
konjonktürü, söylemleri ile 2018 yılı
siyasal konjonktürü ve söylemleri kıyaslanmayacak kadar değişti. O dönemin MÇP’si
Kürtlerin varlığını dahi inkar etmekteydi. Bir çok ön kabülun bu gün kırıldığını biliyoruz.
5—15 Temmuz gecesi halkların manevi dünyalarında ve psikolojilerinde yeni sayfa inşa etti.15 Temmuz akşamı darbeye karşı açıktan direnen MHP ile dindar-muhafazakâr kitlenin ortak direnişi-kurtuluş mücadelesi psikolojisi kitleler arasında ortak hareket zeminine de oluşturmuştur. Kitleler arasındaki politik kapışma 15 Temmuz akşamı ve ondan sonraki nöbetlerde duygusal uyuşmaya dönmüştür.
YANİ;
1
- Ak Parti ve politikalarına karşı olan Kürtler, Ak Parti ve MHP ittifakına muhalefet
edecektir.
2
- HDP ye oy veren tabanın önemli bir kesimi HDP-CHP ittifakını kabul etmeyecek
ama bunu yüksek sesle dile getirmeyecektir.
3
- Ak Partiyi ve politikalarını beğenen Kürtlerin oy rengi, Ak Parti ve MHP ittifakından ötürü değiştirmeyecektir.
4-Ak Partinin konjonktürel hatalarına kırılan Kürtler ile HDP'nin konjonktürel hatalarına kırılan Kürtler yapılan ittifaklardan ötürü defans uygulayabilir.
5- Ak Partinin MHP ile ittifakının kendi tabanındaki tepki, HDP ve CHP arasındaki flörtün ittifaka dönüşmesinden sonra yaşanacak tepkiden daha az olacaktır.
Ak Parti ve MHP’nin şu anki ittifakının gerekçesi ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak üzere olduğu söylemi bile bu ittifakın anlamını kutsallaştırıyor.
Ülkenin birliğini-bütünlüğünü /sosyal huzuru
önemseyen, sosyo/ekonomik gelişimi ve sosyo/politik sürekliliği öncelleyenler AK
Parti ve MHP’nin ittifakını olumlarken, farklı beklenti içinde olanlar bu ittifaktan
rahatsız olacaklardır.
CHP İSTANBUL
İL BAŞKANI KAFTANCIOĞLU CHP-HDP FLÖRTÜNÜN MEYVESİ MİDİR?
Kemal
Kılıçdaroğlu’nun direkt müdahil olduğu İstanbul CHP il başkanı seçimleri ulusal
medyanın da gündemindeydi.
CHP
İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu'nun sosyal medya paylaşımları onun CHP
tabanından gelmediğinin ispatı olarak kabul ediliyor. CHP içinde yüksek sesle dile getirilen rahatsızlıklarda var.
CHP
Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın “CIA ajanı” dediği CHP İstanbul
Milletvekili Sezgin Tanrıkulu aracılığıyla yürütüldüğü söylenen CHP-HDP flörtünün en önemli kanıtlarından birininde CHP İl
Başkanlığına atanan Canan Kaftancıoğlu tespitleri Van'daki Kürtler tarafından da dile
getirilmektedir. Bu seçimin CHP-HDP ittifakının bir sonucu olduğu da konuşuluyor.