05 Ağustos 2018
İŞ KUR TARTIŞMALARI! İLAHİ VE SİYASİ KAYIPLAR
İşe alımlarla ilgili tartışmalar kısa bir süre rafa kalkmış olsa da, önceki dönemlerdeki volüm ve aynı ton eleştirilerle yine alevlenmeye başladı.

Daha önceki yazılarımda  belirttiğim gibi, işe alımlarda en adili olmasa bile şu konjonktürde özellikle  istismar kapılarını kapatacak ve toplumsal dokuyu rahatlatacak yöntemin şaibesiz kura  yöntemi olduğunu belirtmiştim.

 

Sosyolojik verilerin düşüncemin doğruluğuna işaret ettiğini belirtmekten imtina etmeyeceğim.

 

Şu anki konjonktürde kura çekiminin ‘NASİP’  gerekçesi ne olursa olsun kura çekimine müdahalenin ‘İlahi Adalet’e müdahale, sosyal devlet anlayışıyla çatışma olduğunu düşünüyorum.

 

Bu hükümet kendisine oy vermeyen yüzbinlerce çalışanına dokunmuyor, milyonlar kazanan müteahhitlere müdahale etmiyor, iş kurmalarına engel olmuyorsa; Allah kendisini inkar edenin yaşamına müdahale etmiyor, rızkını kesmiyorsa, Allah’ın adaleti üzerine yeni adalet anlayışı tesis etmeye, hükümetten daha hassas olmaya yeltenmek doğru değildir.

 

İşe alımlara müdahaleyle birkaç yüz kişiyi mutlu ederek yüz binlerin tepkisine neden olmak her açıdan kayıptır. En büyük kayıp aynı düşünce ikliminde buluşanlar arasında olacaktır. 

 

Her türlü kapıyı çalmayı adet edinen birkaç kişiyi mutlu etmek için türlü istismar kapısını açılımına göz yumulmamalıdır.

 

Naçizane tavsiyem; işe alımlara müdahale gücü bulunanlar toplumun mağduriyet listesini çıkararak, işe alımlarda tüm gerekçeleri ortadan kaldırarak mağduriyet sırasına göre işe alımları yönlendirmeleri ilahi emre uygun olacağı gibi ve sosyal devlet anlayışına da uygun olacaktır. Bu sorumlulukların dışındaki tüm pratikler, ilahi nizama müdahale olduğu gibi toplumsal ifsad ve algısal fesad nedendir.

 

İşe alımlarda ifade edilen gerekçelerle müdahale, toplumu biz ve onlar olmak üzere ayrıştırmaya çalışanların kötü emellerine hizmettir. Bu toplumu biz ve onlar ayrımına götürecek sosyololjik bölünmeye neden olacak gayri ilmi ve irfani pratiğe yönlendirme hakkı yoktur. Bu pratik toplumu bölmeye çalışan art niyete lojistik destektir. 

 

Son söz olarak, Allah kendisini inkar eden kulunun rızkına müdahale etmiyorsa,  hükümette kendisine oy vermeyen çalışanına dokunmuyorsa, daha fazla 'İSLAMİ' ve 'MİLLİ' olmaya gerekte gerekçe de yoktur.

 

Kalın Rahman'ı adaletle. 

 

Yorum Ekle



M.SALİH GEÇKEN
Copyright, 2017 © M. Salih Geçken - Kisisel Web Sitesi